Ölüm olmadan ayrılık varsa
İkimize de çok yazık
Bu toprak bildiğimiz namus için
Bize düşen de bir tutam ayrılık
Bir kelebeğin ömrü kadar,
Ne buluyorsun dediler birden;
Buz kesildim, dona kaldım
Bir gök ve deniz kadar derinken
Ağıza almak aptallık olur diye
Ama düşündüm yine de,
Nasıl görüyorsun dediler;
Hani kar yağışı olup,
Gökyüzü eşsiz bir görüntü oluşurur ya
Benim onda gördüğüm o işte
Bir şiir yazdım o gece;
Ben bir gözlerine tutuldum
Tuttu çekti içine,
İçkiden ziyade bağımlısı oldum
Ve sarhoş etti beni kendine
Bir okyanus kadar büyük
Ben bir denizci
Gözlerin denizaltı
Orada bir midye saklı
İçinde de kahve bir inci
Kokuna toprak örtülse
Bir mektup şiire aşık olur
Neden şiir daha kalbe dokunur?
Mektup uzun olduğu için mi yoksa
Şiir kısa, öz ve sade olduğu için mi?
Ben kız kulesi oldum
Ben sadece seni sevmedim
Evlendin diyelim, terketti sizi
Çocuğunun elinden tutar
Babası gibi okuluna getiririm
İnsanlara ne olur sevmedi deme
Benim dinimde dilimde de aşk dolaşır
Bir kıvrım saçlarında dalgalanır
Ve ey aşk gözlerinde doğup batar
Çehrende tüm canlılar filizlenip yaşlanır
Ben eline, yüzüne aşığım
Güzellik, saf dışı bir özellik
Bir hayvanda, bir çiçekte de bulunur
Sadakat en pahalı mülk;
Bu gönül bir sana kurulu
Bazen Güneş toprağı kurutur
Bana bir düşmana edilmeyecek
Ve bir hayvana denilmeyecek
Ve kendimi kötü hissettirecek
Hak etmediğim cümleler edildi
Ben sustum diye,
şiirleriniz çok güzel