Ölümüm de kalımım sen
Hiç bir sebep yok ki gidemem
Nasıl bir şeytansın sen
Öylece de bitiremem
Gökyüzü kadar masmavi
Sen karşımda öyle duruyordun
Aramızda bir okyanus vardı
İnan ki yüzmeyi hiç bilmiyorum
Sonu ölümse bile seni sevmeye varım
Seni düşleye düşleye gölgeler görüyorum,
Sanki bir evren;
Gözlerinde yansımamı görmek
Bu gönülde öyle bir taht kurmuşsun ki
Padişahları kıskandıracak cinsten
Bir sokakta ismin yazılı duvar buldum
Kır, kız, üz sen beni —
Ben kusurlarını örten gece olurum
Başından savma yeter ki,
Leyla’n olur, Mecnun’un olurum
Tenin benim biricik evim.
Gülüşünde ne çiçekler açıyor,
Gözlerinde esir kaldım,
Hemde bana o kadar yakınken
Sevmemek elde değil
Zaman geçmeden de sevilirsin,
Gözlerine son kez baktım,
İçindeki yansımama
Ve son kez düşlere daldım
Nasıl bir meçhul bu sevda
Bitap düşmüş halimde,
Gözlerinin içinde binbir cevher
Ve binbir çiçekten hazine
Gülüşünde ise bir liman
bir tebessümünle aşıklar göz göze
Esiyor yel seni bana hatırlatacak şekilde
Güz döneminin ortasındaydım,
Garip bir şekilde bir papatya açmıştı,
Soluk ve sararmış yaprakları ile,
Galiba o da beklemenin bir kurbanıydı
Bir kiraz çiçeği açmıştı sonbahar da
Ben bir şiir olsaydım
Yine şairim sen olursun
Bir bayrak, toprak olsaydım
Ülkem yine elinde olur
Yerdeki toprak olayım
Her gece rüyamda görüyorum;
Gözlerini ve o ölüyü dirilten gülüşünü
Sımsıkı sarılıyorum sana ama
Rüyaymış diyorum her uyanışımda
Sevdamı bir gece yarısı doğaya anlattım;
şiirleriniz çok güzel