Aramızda bir dört mevsim var
Dörtünde üç ay
Kavuşmak beklemekse yâr
Bekle ve gör bak
O Yaz asla gelmedi,
Geceyi delen bir ciyaklama gibi, içimde susturamadığım yaralar konuşuyor
Geceleyin parlayan lambam,
Sadece bir odamı aydınlatıyor
Yas tutmuş bahar gibiyim
Meyve vermiş ağaçlarım
Gökteki yıldızlara bile seni anlatan
Uykusuz kalan beni nasıl vazgeçirdin?
Bir ambulans ile sevk edildi,
Ve varamadan bitti sana sevgim
Asya'yı ve Avrupa'yı ayıran bir ülkede
İstanbul gibi bi' şehri birleştiren boğaz
Yeni seni düşlediğim sessiz bir gece
Ama birbine kırgın iki bedeniz
Yıldızlarda uzaktı birbirine
Beni senden alacaklar,
Uzaklaştırıp getirmeyecekler
Toprağa gömecekler diye,
Ödüm kopuyor
N'olur pamuğum şekerim
Yine bir sabah uyanınca
Gülüşün bile esir kalmaz
Gözlerin içimde bir uhde
Artık gelsen de önemli değil
Solumda solan bir dal gibi,
Ölüm döşeğinde olmak gibi
İstemediğini söylemene rağmen,
Hala ilk günkü gibi bekliyor olmak
Yazık mı yoksa aşık mı diyelim?
Ne sözler, ne şiirler taştı heybeme
Belki birini sevmişimdir
Belki birinden hoşlanmışım
Ama inanın o benim ilk aşkım
Bu yüzden de bunca şiirin sahibi
Bir mezarda gömülüysem bile
Herkes yakın olmak ister,
Bir kum tanesi kadar yakın
Gözlerimin gözlerine baktığı gibi
Yârine sırılsıklam aşık olmak ister
Unutma ki, yıldızlar gibiyiz
Hatalarımın gölgesinde kayboldum;
Şimdi ışığını istiyorum
Bu karanlık sessiz sokakta
Beni bul diye
Kelimelerim yetersiz belki
şiirleriniz çok güzel