Seni kaybetmek, bir devletin çöküşü
Bayraklar yarıya iner gönlümde
Ve sessiz, çaresiz bir adama,
Nasıl hayat verir bir kadının gülüşü
Soruyorlar hiç usanmadan;
Bana şair çocuk diyorlar
Neden şiirlerimi sormuyorlar?
Aşksızlara seni anlatsam
Taşları yerinden oynatırım inan
Daha dün geçtim sokağından
Küçük bir çocuk gibi,
Salıncakta oturmuş bekliyorum
Pazartesiden cumaya kadar hemde
Sırf gelip sallarsın diye beni
Bir sonbahar gibi
Ölümüm de kalımım sen
Hiç bir sebep yok ki gidemem
Nasıl bir şeytansın sen
Öylece de bitiremem
Gökyüzü kadar masmavi
Sen karşımda öyle duruyordun
Aramızda bir okyanus vardı
İnan ki yüzmeyi hiç bilmiyorum
Sonu ölümse bile seni sevmeye varım
Seni düşleye düşleye gölgeler görüyorum,
Sanki bir evren;
Gözlerinde yansımamı görmek
Bu gönülde öyle bir taht kurmuşsun ki
Padişahları kıskandıracak cinsten
Bir sokakta ismin yazılı duvar buldum
Kır, kız, üz sen beni —
Ben kusurlarını örten gece olurum
Başından savma yeter ki,
Leyla’n olur, Mecnun’un olurum
Tenin benim biricik evim.
Gülüşünde ne çiçekler açıyor,
Gözlerinde esir kaldım,
Hemde bana o kadar yakınken
Sevmemek elde değil
Zaman geçmeden de sevilirsin,
Gözlerine son kez baktım,
İçindeki yansımama
Ve son kez düşlere daldım
Nasıl bir meçhul bu sevda
Bitap düşmüş halimde,
Gözlerinin içinde binbir cevher
Ve binbir çiçekten hazine
Gülüşünde ise bir liman
bir tebessümünle aşıklar göz göze
Esiyor yel seni bana hatırlatacak şekilde
şiirleriniz çok güzel