Kör bir pencereden,
Kapıldım yine rüzgârına usulca.
Yürüdüm kederle yolları,
Çok uzaklara gittim kara trenle gece boyunca.
Yüzünü avuçlarıma alıp,
Ayaklarım başka yerde,
Kalbim bambaşka yerde.
Ayrılık yürekte başlarmış,
Yokluğun da ötesinde.
Can kenarı mı, cam kenarı mı?
İnsan kaybolmuş bir çift bakışta,
Ve bir avuç gözyaşında…
Ellerden düşen her bir anıyla,
Belli ki unutulmuş çatlak bir bardakta.
Yeni bir söz bulmalı mı bu karanlıkta,
Tek yara dizlerimde olsaydı keşke,
Hayatın siyah beyaz renginde,
Bir şiirden geçerken el ele,
Gömülseydik bir şairin dizelerinde.
Bir dilsizin düşlerindeki
Bir gölge oyunu dünya,
Gölgeyi bir diğer gölge takip eder.
Cevabı meçhul sorular,
Pas tüten yüreğimde erir gider.
Çaresizliğin dağlayan çığlığıdır bu,
Savur gönlüm yangının küllerini,
İstersen yak, yık, acıt, kanat beni.
Sende tattım aşkın en yücesini,
İçindeki kor köze gömün beni.
Ninnileyen, ağıtlayan, büyüten,
Bir avuç suyun her saati yaralı;
Yakar, zamanla geçer dedikleri.
Bir kelebek kanadına takılmış,
Sessiz testerenin dişlileri.
Kaybolursun bir takvim yaprağında;
Dinmeyen hicran olsam,
Açmam seni gönlüme.
Mahzun, perişan olsam,
Almam seni gönlüme.
Çöllerde sersem olsam,
Bir deryada kaybolmuşum,
Son sözlerinle sarhoşum.
Her anımda özlüyorum,
Ayrılık bitsin artık yâr.
Düşlerimde gezerken sen,
Lafın kalbime kazındı,
Sevda denizinde yandı.
Sığmadım hayale gönül,
Bir çift yeşil göze kandı.
Teni kurşunla delenler,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!