Kim susturdu seni böyle?..
Kim götürdü benden içeriye?
Hangi gece örttü üstünü karanlığın?
Mezar taşları bile küsmüş sanki dudağına,
Adın anılmıyor artık…
Har ile yandım ben dağlar içinde,
Ayrılık gönlümü hicran eyledi.
Tutuldum bir güzele bile bile,
Yazımı zamansız viran eyledi.
Ölürüm yolunda serden geçerek,
Gözümü yaşa bürüyüp,
Evimi sensiz eyleme.
Bağrımı yerimden söküp,
Yakını uzak eyleme.
Başımda kışım, baharım,
Bir hülyanın belirsizliğinde,
Eylül'ün tam da ortasıydı gidişin.
Hala kulaklarımda yankılanır o kelime,
Kalbimin duvarına vurur cehennemin.
Dün gece çöktün yine yalnızlığıma,
Eylül, bir sarı yeşil mevsim.
Belki de son hikâyenin hasat vakti.
Unutulan yorgun insanlar,
Bir fısıltı gibi yapraklarla gitti.
Bir şarkının sözlerine gizlendi,
Ey sevgili,
Bir düşümüz vardı seninle:
Sarmaşıklı bir ev,
Hem de bahçeli.
Bir ressamın tuvaline çizdiği
Bütün çiçekler güzeldi,
Gün olur teslim olurum,
Kan ter içindeki düşlerime.
Seni sevmek, yalnızlığı göze almakmış,
Hak edilmemiş yenilgilerime.
Biliyorum ki, ismimi unuttuğun an,
Ey sevgili,
Sesini duyunca,
Özlemin çöker içime.
Boğazım düğümlenir,
Kanadım kırılır.
İki hecelik özlem,
Umuda yolculuğum var,
Ey sevgili,
Yaramı sarar mısın?
Kimsesiz, nefessiz, sensizim.
Gönlümün sol yarısı,
Sırılsıklamım, farkında mısın?
Gülüşün yağsın üstüme, istedim,
Sol yanımın ilacı,
Candan öte sevdim.
Varlığınla vardım sanki,
Yokluğun zehirden de acı.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!