Şu yüce dağlarda hâlâ izlerin,
Gözlerim yollarda kaldı, gel gayrı.
Benliğimde yitti son gülüşlerin,
Gözlerim yollarda kaldı, gel gayrı.
Kapımdan gidenim dönmedi geri,
Her gün bir gemi kalkar yüreğimden;
Ayrılık kapımızı çaldı, uzaklar çağırıyor.
Aşılmaz dalgalar, uzak diyarlar benim;
Ne zaman düşse gözlerin gözlerime, hıçkıra hıçkıra ağlıyor.
Çoktan alabora olup karaya vurmuşum;
Bir yudum şaraptı gençlik;
Aklın ateşini tutamadım elimde.
Şimdi hatıralarda yaşıyorum,
Ölürken gül yaprakların yüreğimde.
Savruldum rüzgârın önünde;
Gençlik aşkım,
Nisan yağmuru gibi,
Gelip geçersin sandım.
İçime bir yağdın,
Deldin ama hiç geçmedin.
Suskun, yorgun ve kederli,
Başımı alır giderim.
Ya unutmak ya kaybolmak,
Selamı keser giderim.
Kimselere söylemeden,
Sarı sıcak bir şeyler oturur sineme.
Yara bere içinde kaldı dizlerim ardından.
Ayrı yollarda çiğ tanesi düşlerimizi üşütür,
Adını koyamadığım boğazımı acıtır konuşursam.
Resimlerde hem varım, hem yokum;
Yük olmadan yola, göz arkada,
Her şeyden vazgeçip gidiyorum.
Hüzün ayaklanır o sırada,
Ardıma bakmadan gidiyorum.
Nereye olduğunu bilmeden,
Ardına takılıp geldiğim aşk,
Bir sarmalın çıkmazı.
Gözlerindeki keder perdesi,
Acı hatıra gibi bıraktı bir bir saçıma beyazı.
Şu el ele gezdiğimiz dünkü sokaklar,
O her yerden çekip gitme isteği,
Har ateş gibi yakar hasretliği.
Artık gözlerinsiz yapamam, gitme;
İçimi kemirir ölüm döşeği.
Gitme, bırakıp gitme, dur sevgili,
Varmak için çıktığım bu yolda,
Hep eksik hissediyor bir yanım.
Her şeyden vazgeçti de,
Bir senden geçemedi sol yanım.
Ömrüm arayışlarla geçti,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!