Soruyorlar bana
neden yıllardır
mezarına gitmezsin.
Gülerim içimden,
ben onun ağlayan gözlerini
canıyla öpüşünü, kilit gibi
Babam, yapayalnız bir adamdı hiç çıkmazdı evden;
yalnız işe giderdi, akşam eve dönerdi hemen.
Hoşlanmazdı insanlardan, şüpheyle bakardı çokca.
Bizse bir şey anlamazdık babamın anlattıklarından.
Erkence yaşta öldü, bizim içinde onun içinde.
Sonra araya hayat girdi; pek de haksız sayılmazmış,
Faruk'a
O gençliğimin balkonuna
gene gideceğim elbet. Artık
karanlık ülkedeki, bize limonata
veren zarif annene saygımdan.
Kimsesizliğin elinde kalmış,
umut dilenir yarın.
Aldığın günler yeter, dahasın da
enginler şımarır.
Nedir bunun ilki bilmezlenirler,
söyleyecek çok şey var da,
Ve anneme zamansızlığın eli değdi,
hangi fırtınanın arzusu artık o.
Ve hangi ağacın dalı yemyeşil,
hiçin avuntusunda, kim karşılar.
Görkemli ellerinden göğe değse
başım, bir saklı boşlukta uyurdum.
Ya gerçeğe ulanmıştır yanılsama,
ya da gerçek bulanmıştır. Kendini
yoksama. Bir ayrıksı rüyanın içinde
vardık, o bize uzanırdı ve dallarda
arardık, netlik reddedince, yanılsama
ile uyandık ki hikayemiz katlansın,
Gönlümüzde akan acı
eritsin bütün taşları.
Sevince dönsün gözyaşı.
Bilincin altın cevheri,
yok ederken cinneti...
ezgi olsun yeryüzü,
Açıklamanın açıklanamazlığında
kapandık kaldık, biz bu kıstırılmışlıkta
ne yapardık. Görmezden gelsen,
önüne çıkar, hep onu düşünsen,
öyle hiç olmaz, gel eğlenceni
böyle kur, bir zihin yaşamında
Bir ad ile bulurdum kimliğimi,
varlığım temellenir, onda
gönenir ve harab olurdum.
Ad ile yükselir, kırgın iklimlere
şan olurdum, dağ aşıp, düz de
tükenir, doğaya bayrak olur.
Eğer hiçbir somut veri olmayacaksa,
bir titreşim aralığında bekleşen kırgın
varlıklar neden bahseder. Hangi
sıkıntının isyan ve iflasında dökülür de
karışımlar, aynı yankıda söyleşirler.
Yaygın bir yok saymanın gecesinde
Daha insancıl, merhamet, öykünme, takdir, tevazu, sevgi temelli seslenişleriniz samatya' da kemale erme yolunu işaret ediyor, azizim.
Duyguların gerçeklerle karşılaşması, tokat gibi çarpan acıtmalar,sert toslamalar, ifadelerin acımasızlığı, edilenlerin başa getirdikleri, soğukda olsa yaşamanın çekiciliğini vurguladığınız ilk eserinizi kutlarım, bu uslubunuz artık sahne oyunu yazılması gerektiğini çağrıştırıyor.
Daha insancıl, ...