Ortadan kaybolurum bir gün, sorardınız belki,
böyle biri var mıydı, olsa bile uyar mıydı.
Aykırı dalda açmış bir çiçeğim, gün de solan,
bir şarkının kollarında gezerdim, hava sıkışık
ve ben, yeryüzünde nefestim, gidilmemiş
yörelerden veri toplayan, dinleseniz daha
Serin bir sabaha terkettiğimiz
ölülerin çırpınmasıydı hayat.
O çıkamadı işin içinden,
ben başardım; üstüm başım kan.
Aynı cinnetin ateşlerinde yandık,
Daha çıkmadım yeryüzüne,
sıcak ilişkiler içindeyim.
Hiç böyle sevmedim,
kapalı bir hücredeyim.
Aranızda yer var mı bana..?
kalsam mı burda, dönsem mi geri..?
Bir başka dünyanın kaygısızlığında,
kayıp uzuvların tuhaf yankısı, can
kıymıklarından yükselir de, uygun
karşılıklar çevreninde bir boğuntuyu
çözer, yitilen iklimde bahar kokularıyla
dönen yaklaşılmamış özlemler, artık
Pırıltılı bir aydınlık doluyor gözlerime,
ve bütün uzuvlarım kısmetini alıyor; sanki
dingin denizlere karışan yağmur damlasıyım.
Rüzgarlar yön veriyor içime, yüksek yaylalardan
vadilere inerken usulcacık, o yalın sessizlik
dokunuyor yüzüme.
Sevgisiz dokunuşun bana bir faydası yok,
ama, canla sarılmanın, ufkunun ötesi yok.
Sevecen ruh, katıksız samimiyetin, doğasında
yeşerir, zihin bulanıklığında, değer, saflığını
yitirir. Zor seçimlerinde sağlık, davranışta yükselir.
Masum başlangıcın gözlerinden öp,
devinimsiz boşluk boğmasın diye.
Bütün bir gelecek avucunda yitsin,
kaybolan geçmişi beslesin diye.
Sen bu çevrimin dışında kal,
zaman ötesinde ara dostunu.
Uzak sebeplerle, birden kanım kıpırdar,
gün başlar, akışa dahil olurum. Tarihim,
kendini sorgular, yeni bir yol bulurum.
Bakarım ki sebebim havayı, tozu taşır,
zaman, vasfına böyle bakışır, sen
kendini benle düşün, tekrar et biteviye,
Bir nehir akar, hiç kimse diyarlarında,
dallarından kopmuşların sürüklendiği,
orda vardın, tam olana, sordu sana,
başka ne daha.
Yeter dedin, memnunum bu yalın
İşte dörtyol ağzı
artık geldiğin.
Seçeceğin; yazgın
olsa da sen aldırma.
Belki çok kırıldın
ya da umarsızsın.
Daha insancıl, merhamet, öykünme, takdir, tevazu, sevgi temelli seslenişleriniz samatya' da kemale erme yolunu işaret ediyor, azizim.
Duyguların gerçeklerle karşılaşması, tokat gibi çarpan acıtmalar,sert toslamalar, ifadelerin acımasızlığı, edilenlerin başa getirdikleri, soğukda olsa yaşamanın çekiciliğini vurguladığınız ilk eserinizi kutlarım, bu uslubunuz artık sahne oyunu yazılması gerektiğini çağrıştırıyor.
Daha insancıl, ...