Bilmek, zehirli bir çiçektir, açması uzun süren,
ya da süregelen, hem acı hem keyif veren.
Üzülme, istediğin gibi olmadıysa, eksik kalanı,
başka zamanlar tamamlar, yarının görkeminde,
beklentisiz aralıklar var, hep eksik kalan yarım,
umarım, bir gün, bir yerde tamamlarım, gene de
Bilmek, çetin ceviz, bilmek,
dipsiz kuyu, algının cehenneminde,
rasgele yaşanan hayatın, kanayan
damarları.sözden söze uçurum,
taşımayan kanatlar, aynı hatada
ısrar, yok yere kararan gece.
Bir hısım, tanıdık, belirsiz de,
kıvrılan sesler arasından.
Çağrılar süreksiz, gelen,
sonra susan ve anlatılmış,
söylenti sadece, kendinden
emin, dil mesafesinde.
Yalnızlığın üst üste vuruşları,
genişletir zihnin köhne varoşlarını.
En küçük suda boğulursun artık.
Bir küçük yalan bile yardım edebilirdi.
Gerçek üstüne bu kadar abanmasa,
uyku ve iflas etmiş beynin çırpınışları,
Herkes, herkes unuttu, bir sen hatırlarsın
yüzümden geri kalanı, yangın yerinden
geçtik yavaşça, küller daha taze,
sönmemiş sıcak hala. Bu soğukta
neyin yangını bu, varlık böyle, kısa
öyküne yerleş, sonra unut, ulaşmayan
Sesin üzerinden topladığım zaman,
bir tat içre saklanmış inan, ki
gülümsemelerin yanar bir yandan.
Uyanır apak tenin, öpüşlerin güllere
karışırken, yaşamı avuçlarız, ölümcül
bakışların sızar hücrelerime, kimi zaman.
Ben size bir öykü anlatmazdım, üzmek istemezdim ondan,
halbuki şiir bir volkandır, ansızın patlayan, mağmanın
altında kalmış erincimiz, en çok insan olduğumuz zaman.
bir dokuya yerleşmiş, uzayın saklı kodlarını, yüreğin akışkan
damarlarında açıklayan, tutuşan bir meşalenin, varmış,
bırak gideyim dersin, o ufuklar yutmadan.
Ne zaman dilegelsem yürekten,
ne dinleyen var, ne aldıran.
Eğer ben bir nafile sessem,
boşlukta yankılanan ve
aynada yansıyan hayalim.
Sesle gelen hesaplanamazın kapalı
akışı, dal kıran baharlarda uçan
sessizliğe giriş, açık olanın vardığı
güneş, sonsuz yadsımanın bittiği,
uçuk duyuş, gir de zamana, geçip
gideni kavra ve yenilmeyelim artık,
Mümkünüm ve imkansız, aynı yapıda
beraber varolurum, işte aksayan yanım,
çelişkiye kurban olurum. Bir öyküyü hep
beraber söylerdik, hem dinlemez, hem
devam ederdik, bu ayartan tuzak, öyle
cazip çekerdi, atılır ve yüzgeri, zevk ve
Daha insancıl, merhamet, öykünme, takdir, tevazu, sevgi temelli seslenişleriniz samatya' da kemale erme yolunu işaret ediyor, azizim.
Duyguların gerçeklerle karşılaşması, tokat gibi çarpan acıtmalar,sert toslamalar, ifadelerin acımasızlığı, edilenlerin başa getirdikleri, soğukda olsa yaşamanın çekiciliğini vurguladığınız ilk eserinizi kutlarım, bu uslubunuz artık sahne oyunu yazılması gerektiğini çağrıştırıyor.
Daha insancıl, ...