O güzeller güzeli, davetiye göndermiş.
Bu gece dans var, sen de gelseydin diye.
Hayır demek mümkün mü, eğlenmek
benim de hakkım. Yalnız yeri belli değil.
Adresini vermemiş.
Zihin de oluşmuş bir kesinliğin,
- her nasılsa - dayatmasıyla,
engellenir ağır aksak ilerleyen,
böyle bir yaşamanın sofrasında,
pırıltılar solar, kendine ziyan,
Kurtulmaktır sana düşen, enfes
Ah, o eksik parçan, dolaşır çevreninde,
açıp gözünü baksan, yaklaşır özlemine.
Sana en uygunudur, ta içerden bakarsan.
Bulursan hiç kaçırma, yakala saçlarından,
eğer rüzgar eserse, sevinmeye doyarsın,
duyulur seslerinde, kendine alışır da,
İşte birleşip çeşit çeşit, hayatı kurdunuz.
Bilmede hep yetersiz, kişilik prangalarında
yorgundunuz.
Ah, ellerini tutsam, pamuk bir dokunuşla
zamana dahil olsam, bir öfkeye kurban
Tanrım, bu çalkantılar dinsin,
yeni zamana alıştır beni.
Tutkular uzak dursun,
nerde yumuşak güney yelleri.
Bir heyecan, bir soluk
Sesle gelen hesaplanamazın kapalı
akışı, dal kıran baharlarda uçan
sessizliğe giriş, açık olanın vardığı
güneş, sonsuz yadsımanın bittiği,
uçuk duyuş, gir de zamana, geçip
gideni kavra ve yenilmeyelim artık,
Mümkünüm ve imkansız, aynı yapıda
beraber varolurum, işte aksayan yanım,
çelişkiye kurban olurum. Bir öyküyü hep
beraber söylerdik, hem dinlemez, hem
devam ederdik, bu ayartan tuzak, öyle
cazip çekerdi, atılır ve yüzgeri, zevk ve
İkilik hayatı cümbüş yapar.
Çelişki içimizden akar.
Ben sana düşman,
sen kime hayran.
Düşünceler aramızı açar.
Tutunsak bir dala, kopar.
Küşküsüz ne yaptığını bilirsin,
ama, bildiğin bilmen gerekenin
hep çok azıdır. Bu kadar kapsamlı
bir varoluşta, göl, ummanın elinde
oyuncak, karanlık bir gecede yol
alınacak, ışık az, eller fener olmuş.
Ve kalçalarından dökülür
arzularımız bir kadının.
Kasıklarımızda algılarız
cinsimizi beynimizin yardımıyla.
Yaşarız kanımızda ve aşk bilinmezi
ilk böyle filizlenir damarlarımızda;
Daha insancıl, merhamet, öykünme, takdir, tevazu, sevgi temelli seslenişleriniz samatya' da kemale erme yolunu işaret ediyor, azizim.
Duyguların gerçeklerle karşılaşması, tokat gibi çarpan acıtmalar,sert toslamalar, ifadelerin acımasızlığı, edilenlerin başa getirdikleri, soğukda olsa yaşamanın çekiciliğini vurguladığınız ilk eserinizi kutlarım, bu uslubunuz artık sahne oyunu yazılması gerektiğini çağrıştırıyor.
Daha insancıl, ...