Düşünceler ve kalabalıklar,
kim kime yön vermiş bugüne kadar.
Olsa da sürmüş mü, ya da artık iyi miyiz.
Kendi aklına o kadar tutkun ki herkes,
ya da kör bir hayranlık olur olmaza.
Hayatı kuran gizemli sevinç,
seni beni dağıtır, hem de üzer.
Güç, beğeni, nefret ezdikçe ezer.
Sıkıntı, eylem, coşkuyla bezdikçe bezer,
hınç, yasasıyla işler, meğer ki devran
böyle döner. Bu öyle bir kesinliktir ki,
Belleksiz bir zamanın çevreninde
kaybolduk, ölülerle yemin ettik,
biz buyduk, uçarı türkülerin
havasıyla yokolmuş, ben
diye bağıranla bir olduk.
Kimin gözleriydi onlar,
Ve bir sabah söz açılır
sizden nedense, tıka basa
doymuşsunuz kendinizle.
Kör bir ışık gibisiniz
bu evrende, içiniz ezik,
daha gününüz dolmamış.
Öyle coşkulu alevler ortasında
kaldık ki, bu ancak düşünceyle
damıtılır, nice bir keyfin aykırılığında
yandık ki, anlatsan cihan kayar,
o da unutulur, bir kayıp belleğin
izinde yanmış canlar, ele geçirdikleri
Bir kahrın yarım ağzında ifade soluklaşır,
katılır uzaklaşana, sis bulutları arasında
zaman katılaşır. Geri dönse almazdın,
kaybolmuş sözün ne anlamı olurdu.
Zaten duymazdın, yoksul sabaha katkın
duyulurdu. Havayı düğüne çevir, bir kez
Biz artık bıktık gene kanılarımız
meydan savaşında, çok sayıda
ölü ve yaralı. Hepimiz yenildik,
ama, herkeste zafer çığlıkları.
Düşünceler mahşerde düğün
yapar, gelin, damat, konuklar
Dağılır düşüncelerim sokağa çıkar.
Sabah okula giden çocuğun arkasından
fısıldar. Daha çok var.
Caddelere uzanır, yoldan geçen insanlara
selam verir. Kimse almaz.
Sabah ışıklarıyla bayram havası,
gün tekrar elinde ve biter seslerin
zarif dokunuşlarıyla gecenin rüyası.
Kendi kendinle kurduğun, besler
zamanı, kapanır, ama, öyle zengin
bir ima'nın elinde kıvrak, bekler
Daha da bakardık, aykırı sesinde, dağların
yamacın da vardık. İç dağılımın uzlaşmayanını,
sorardık, nerde bırakdık. Bezgin yükselişin,
darda kalanını, sor da şaşır, bak durulur mu,
yığılır sözün, yoksanmaya devam, can dolayımında
umarsın, bir açık kapı şöleni, uyar mı, kaldın.
Daha insancıl, merhamet, öykünme, takdir, tevazu, sevgi temelli seslenişleriniz samatya' da kemale erme yolunu işaret ediyor, azizim.
Duyguların gerçeklerle karşılaşması, tokat gibi çarpan acıtmalar,sert toslamalar, ifadelerin acımasızlığı, edilenlerin başa getirdikleri, soğukda olsa yaşamanın çekiciliğini vurguladığınız ilk eserinizi kutlarım, bu uslubunuz artık sahne oyunu yazılması gerektiğini çağrıştırıyor.
Daha insancıl, ...