Hep beraberdik bu gece,
yalnız çıkıyoruz, bunda bir
tuhaflık var.
Uğuldayan sessizlik bile
yeter dese, coşku sürmeli.
Geçişlilik alanında her zaman, bakışımda
eriyen tenin de kalan, zamanın içinden geçen
zaman, bu dünyadan bana armağan, imkanı katlayıp
önüne koyan, duyuşunla sen bir an da buluşup,
ben de saklanan, her öte filizleri burda kök salan,
sarmaş dolaş hayatın çözülen bağı, girip kaldığın
Çok çalıştım durgunum,
daha ötesi yorgunum.
Hanın kapısı açılsa,
dinginliğe selam durulsa.
Kopsa çılgın saatler ardından,
gelse altın rüzgarı yanlışın.
Doğanın ilenciyle solan insanlık,
öfkeyle oyalanır bir zaman.
Açıklığı irin akıtan müphem
döker taşlarını kuyuya.
Biz kalırız ayakları boşluğa basan.
Ne söyleyecek sözümüz vardır,
Kesin kanaatlerim olmadı,
kimseyi çarpıp bölemezdim.
Olduysa da eriyen kar misali,
sürekli yükünü çekemezdim.
Uzlet günleri kendine ziyan,
Bir kayayı delip çıkarsa gül, kokusu esenlik,
düşünülmüş vatanın hiç yaşanmamış geceden
akan zehrini erteler, hangi kırılgan yazgının saçılması
dahası görülmemiş, seslerin hapsolduğu, bırakılsa
ölüm de boyut kazanır, dilde üreyen biteviyelik karanlıkla
beraber, umarsız yazların durgun göğüne yansır,
Tenhalaşan kıyılar, tek tük evler
ürpertir benliğimi, güçsüzleşir ellerim,
kollarım, boşluğun korkutan gizemi.
Sayıların kuvvetini duymalıyım,
diğer insanların kaybolan nefesini.
Aralarından geçip giderken, gözüme
Dilimi tahrip ettiler,
karanlığımda kaldım.
Burdan neler umardım,
sesimden yoksun kaldım.
Gel aç bana yeni bir alan,
hükümsüz, şarkısız yanan;
Parmaklarımı kıpırdatıyorum,
dokunan elim oluyor.
Bütün çizgilerini biliyorum,
nerde bitiyor.
Kağıt üzre yazan kalemim,
tanık oluyor.
İşte bu adanmışlıktı, sabaha devredilen,
ama, yanıldın, duran bir ses gibi, gördüğün,
aşıp gelen.
Dur da dinle, belki sen, sonra nerde kalır,
biten. Unutsan, varır mıydı o zaman,
Daha insancıl, merhamet, öykünme, takdir, tevazu, sevgi temelli seslenişleriniz samatya' da kemale erme yolunu işaret ediyor, azizim.
Duyguların gerçeklerle karşılaşması, tokat gibi çarpan acıtmalar,sert toslamalar, ifadelerin acımasızlığı, edilenlerin başa getirdikleri, soğukda olsa yaşamanın çekiciliğini vurguladığınız ilk eserinizi kutlarım, bu uslubunuz artık sahne oyunu yazılması gerektiğini çağrıştırıyor.
Daha insancıl, ...