Bir sesin öptüğü yerde yankılanan, ertelenmiş
vaatlerin sökün etmesi, yazıklanmışın yarılmasıyla,
kapanmışın saçılması, hava kabarcıklarıyla, bir nefes
çeşidi, soluğu güçlendiren, duyulmamış herşeye yeni
giriş kapısı, kabarcık sadece, göze ilişkin, gülersen
içinde.
Sen böyle baktıkça, bir türlü işitmeyen,
gözlerinle, gökyüzü dökülürdü, kendiliğinden,
tanımsız ufuklarda, ancak, o zaman anlardım,
biz kökleşen özlemlerin akışı, her türlü kapı
açılırken, derin dokunuşlarının ürperen baharında.
İşte o zaman insan, bir vahşetten arınır, dize
Kimsenin işitmediği bir sesin içinde yitmiş ıslık gibiydik,
uzaklaştı gitti anlamadan, dolanıp dönen bir ülküye hasredilmiş, garipsenmiş çığlıklarla örülü, biz bu törende
varız, hep burdayız, hazırız, bir yere de gitmeyiz, ama,
gelen her şeye açık, şanlı geçmişten sızan gelecekteyiz, bu önümüz, hem arkamız, sağlama almayı biliriz, başka
nasıl olurdu, çoktan başka yerdeydi, biz onu bekleyen,
ters açan çiçekleriz.
Durağan ve yadsımaz, tek tek geleni,
sevginin sağlam temelleri, başarırsan
kendini, açar da güllerini, vermeye,
doğasını sunar, sınırlarını yoklayıp,
duyur yetkinliğini, karşılar ve ödül
gelir, gözleri, sevinç bağışlar teni.
İnce bir sızının çevresinde döner,
yaklaşan, uzaklaşan saatler, bütün
bir hırsın boşunalığında, neyi hedefler,
doğru seçimle, varlığa katılmak, tatminkar
oyalayan, altın yakınlığın çağıran busesine
sarılmak, kendine taç giydiren ödülü kapmak.
Akla kim karar verir de
biz bu işi biliriz deriz.
Bir süre gelişir, sonra
tekmeleriz.
Eğittiğin güdülerin olmadık
Minik bir karım var,
elleri yumuk yumuk,
belli ki sever beni.
Sarılırım akşamları gelince;
utanır sevgisinden, sarkıtıp
arkasında kendince
Susarak konuşur karım benim,
gözlerinden anlamlı kelimeler geçer.
Yalnız saatlerimizde bir ben okurum.
Durgun yaz akşamları gibidir tepkileri,
hiçbirşey kıpırdamaz; sessizliğinde
anlam gülleri açar, koklarım uzun uzun,
Ya da ağır duyumsanır da,
berrak yorgunluğunu kovar,
daha gerilim, daha nüfuz,
görmeni arttırır da uykuyu
uzaklaştırır, bir zıtlığa ikna eder.
Daha derin, daha yoğun.
Bir hissediş coğrafyasını dolaşan katı duyuların
yakaladığı sönük açıklıkların ansızın yükselen
parıltısı, umut damıtan.
Yokoluşun benzersiz arkası, yaklaşan, uzaklaşan
saatlerin gezegeni, bırakılmışlıktan, oluşa geçen
Daha insancıl, merhamet, öykünme, takdir, tevazu, sevgi temelli seslenişleriniz samatya' da kemale erme yolunu işaret ediyor, azizim.
Duyguların gerçeklerle karşılaşması, tokat gibi çarpan acıtmalar,sert toslamalar, ifadelerin acımasızlığı, edilenlerin başa getirdikleri, soğukda olsa yaşamanın çekiciliğini vurguladığınız ilk eserinizi kutlarım, bu uslubunuz artık sahne oyunu yazılması gerektiğini çağrıştırıyor.
Daha insancıl, ...