Fatma Avcı 2 Şiirleri - Şair Fatma Avcı 2

Fatma Avcı 2

Kelimeler yetersiziçimdeki fırtınayı anlatmaya,
Budist tapınağındaki rahipler gibiyim.
''Nirvana'' ya ulaşmayı beklerken,
Senin ruhunda, sevginde kaybolmuş gibiyim...

Adını dilimde zikrederken vecde ulaştım,

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Hercai Gönül

Küllük dolusu sigara yüreğimdeki derin sızıyı yok etmiyor artık… İçimde özleminin girdabı gidişinin acısıyla derinleşirken. Suskunluğumun rüzgarlarında fırtınalara dönüşmekteyim… Soğuk bir akşam üstünün telaşı saranken bedenimi, yüzümü ayaza verip içimdeki amansız kışı yaşatmaktayım…Yabansı özlemlere sarılıp, örselenmiş ve incinmiş ruhumu göstermelik gülüşlerle süslerken..İç dünyamın kapkara camları arkasında, bir kum fırtınasında hiçlikte kaybolan varoluşumu saklıyorum… Usumda duran ince sızı, gözlerimden gönlüme akarken, geçtiği her yeri kanatarak senin adını kazıyordu…

Gözüme mesken tutmuş damlalar, yanaklarımı nasılda özlemiş… Giden bedenin ardından ruhuma yoldaşlık eden ruhun acımasızca intikam alırken…Hiç görmediğim birini özlemek gibiydin… Oysa kaç bahar geçirdim yokluğunda vuslata gebe… Ne azgın fırtınalara sinemi siper ettim… Gözlerinde saklı gülüşleri görmek için kaç kapı araladım… Lacivert gecenin kızıl karanlığında kan ter içinde uyanırken, güllerin nefeslerindeki aşkı yudumluyordum…

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Gönül Dergâhında Sema

Ney’ in eksik notalarındaydın. Gülün yaprağına dahi hareket ettirmeyen sessiz nefesinle ruhumda fırtınalar kopartıyordun. Duygularım alabora olup derinliklere gömülmek yerine, kurtulmak için son feryadımı savuruyordum, duymayan kulaklarına…

Devrik cümlelerin anlamlaştırdığı yazıtlar gibiydin. Gözlerim boşlukta resminle muhabbetteyken yüreğim sevdanın bestesini yapıyordu. Nefesimle dokunuyordum tenine. Yüreğime ürkütücü bir serinlik bırakıyordun. Şaşırmadan, korkmadan, ellerine bırakıyordum kendimi yürek sunağındaki kan göletleri içine.

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Vakitsiz koparılan gülün dalından ayrılırken çıkardığı sesti, yüreğimden ayrılışın susmuşların mekânında konuşmaya çalışıyordu yüreğim. Yüreğimin eşini aramaya yalnız çıktığım aşk yolculuğunda ruh ikizimi bulduğumu zannedip, tek ruh olarak devam ettim. Öyle bir an geldi ki bu yolculukta tek kaldım. Bende başlayan bende bitmişti.

Kendi kendimi yakarken senin yüreğin sadece buna mekân hazırladı. Canımı kaybettiğimi düşünürken kendi kendimi yok ettiğimin farkında bile değildim, yanan ateşin içinde.

Ruhumda eksiklik vardı. Yarım kalmışlık, tamamlanamamışlık kangrenli yara gibi içimi oyuyordu. Çok isteyip de tam kavuşacakken doğmasını istenmeyen çocuk gibi. İçimdeki bırakma diyen fısıltıya kulak verip aşkın eteklerinden tutunarak yürümeyi seçtim.

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Susmak hasretinle yanarken kor ateşlerde,
Avucundan akan kum taneleri gibi akan zaman.
Keşkeleri yaşamadan iyikilerle başladık,
Sen bana aşık ben sana özlem duyarken,

Karakışta kalmış gibi özlemle güneşi beklerken,

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Yürüdüğüm yolun inceliğine bakmadan geçerken karşı kıyıya dökülen cümlelerin ardına saklanmıştım. Korumasız ve savunmasızdım yaşadıklarım beni katılaştırmıştı ve işte bu yüzden şeytanın asasına dokunmadan yürüyordum.

Önümde uzanabildiğim kadar umut vardı ve ben o umudun peşinden yalçın kayalıklara tırmanmayı bile göze almıştım. Kimdim neyin peşindeydim hiç düşünmüyordum. Yürüyordum sadece yüreğimde senin sevdan, gözlerimde senin siluetin ve yanımda senin nefesini hissederek.

Hayatın yozluğuna inat senin varlığındı beni hep ayakta tutan yaşamımda adını adımla birlikte yazdım, attığım her adım sen, aldığım her nefes sendin. Yaşamım yaşamına eşleşmişti ve biz değil ben olarak yaşıyordum.

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Aşk Tek Kişiliktir Yanarken Yakamazsın

Sevdanın hatırası olan kentlerde senin gölgenin takibindeyim. Senin nefesinin sıcaklığında ısınmakta senin gözlerinde durulmaktayım. Fırtınalardan korunup korkulardan arınmaktayım.

Hayallerim acının koynunda kurumuş yapraklar gibi sağa sola savrulurken ’’gölgeye sığınanlara güneş sorulmaz’’ misali saklanacak duldalar aramaktayım. Hüzünlerimle baş başa kalıp ışığın içimi aydınlatsın diye. Gözyaşlarımdan oluşan incileri sana tespih yaptım avuçlarının içinde sabrı çektikçe aşkının ummanında kaybolduğumu göresin diye.

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Köze dönmüş ateşin karşısında oturuyordu. Yanan yüreğine bakarken yaşanmışlıkların ardına sığınmak gibi bir niyeti yoktu aslında. Lakin alevin her alazı yüreğinin bir köşesine dokunuyordu. Bazen kızıl bir saç bazen de dudak olarak. Gözlerinin önünde dans ederken alevler bir yanı onunla ısınıyor diğer yanı da yalnızlıktan üşüyordu. Konuşmayı unutmuştu. Sözcükler gidenin ardından dökülen yaş sağanağında yitip gitmişti. Kabullenmek gelmiyordu içinden terk edilmek ona ağır geliyordu.

Sus diyordu gözleri, konuşma artık yüreğinle bak ne hale geldik. Yüreğin kaldıramazken acıları birde dillendirme acıyı. Yoksunluk, yoksulluk içinde mecnuna döndük. Yaşlar kurudu, yürek irtifa kaybetmekte ve beden deprem sarsıntıları içinde çökmekte. Kapanmayan, kangrenli yaranın sızıları ile yoğruluyoruz. Kapanmayan göz kapaklarımın ardında sevgilinin görüntüsünü saklamaktan yoruldum. Diyordu ağlamayı unutan gözleri.

Düş görmeyi bile unutmuştu. Yaşadıklarının hayal mi gerçek mi olduğunu bilmiyordu. Yaşamış olmak için mi yaşıyordu, yaşadığı için mi yaşamış oluyordu bunun farkında bile değildi. Sessizliğinin ardında aslında ne büyük çığlıkları vardı. Haykırışlarının yankıları kulaklarına doluyordu.Yaşadığı mutluluğun ardında dibe vuruşlardaki bataklığın içinde kayboluyordu.

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Neydim, Kimdim?
Sorgusuz, gurursuz, koşulsuz bekleyecek zavallı mı? Yoksa egonu tatmin edecek tek yaratılan mı?
Yürekten miydi çağırışların, yalnızlıktan mı?

Gelemezdim, elimde telefon, tam seni düşünürken arasan da, o an sesini duymaya hasret dua ediyor olsam da.Nasıl gelirdim, hala gidememişken! Zaten seninleyken, gölgen olmuşken...

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Yüreğimde Açan Tomurcuklar Hayata Bambaşka Bakmamı Sağlar

Dokunamayacağım kadar uzak, tırmanamayacağım kadar yüksek, erişemeyeceğim kadar derinsin. Mesafeler duygularımın önüne geçer seni özlediğim zaman. Sana doğru yolculuğumda çamura batıp çıkarken ellerim çizilir. Tutunmaya çalıştıkça tırmandığım taşlar ellerimi, yüreğimi çizer. Uçurumun kenarına geldiğim anda dengemi kaybetsem bile tehlikeyi göze alarak kollarına sarılırım.

Yüreğimde açan tomurcuklar hayata bambaşka bakmamı sağlar. Kalbimi hissizleştiren aşkın, kaygı ve karmaşalar ruhumu sarsa da mutluluğu en derinlerde hissederim. Saf bulutların ortasında bulunan siyahlıklar beni boğmaya çalışsa da bir gülüşünle kendime gelirim. Kalabalık kentler yerine yüreğimdeki iki kişilik şehirde yaşarım.

Devamını Oku