Fatma Avcı 2 Şiirleri - Şair Fatma Avcı 2

Fatma Avcı 2

Ayağa batan taşlar gibi tek tek ayıklamaya çalışıyorum duygularımdaki rahatsızlıklarımı. Koparmaya çalışıyorum yüreğimdeki yalancı sevdaları, riyakar ruhları..Mutluluk çerçevesinde sergilenirken fotoğraflar, yaşanmışlıkları silgi ile silmeye çalıştım kaybolmuş zamanlar içerisinde.
Sevginin mezarını kazarken tırnaklarınla, yüreğinde içinde bıraktın. Tam kapatmadın, kapatamadın, nefes alabilmek için açıklık bıraktın. Ölmedin, öldüremedin.
Beyninde mesken tutmuş soru işaretlerine cevap bulamadın, içinden geçenleri dillendiremedin. Özgür bıraksaydın yüreğini, kimseye duyurmadan sorabilirdi o.Sessiz soruların yanıtı da sessiz olurdu. Aklın bir adım geride dursa da, yüreğin yollara düşmenin sabırsızlığını yaşardı.
Yüreğim yapayalnız, yüreğim üşüyor. Yeni açmış baharın tomurcuklarının beklenmedik bir ayazla donması gibi kalakaldım. Umut yüklü sevinç damlacıkları bir anda kurudu. Gül yapraklarıyla donatılmış sırça köşküm gidişinle yerle bir oldu.
Güneşin kızıllığı çökerken gökyüzüne son bir veda ile bakar biten güne. İçinde pişmanlıklar, hüzünler umutlar ayrılıklar bırakarak. Hüzünlü bir şarkıdır gün batımları. Filmi başa sarıp tekrar tekrar izlemek gibi…
Yaşadığım zaaf anlarımı zihnimden silmeye çalışıyorum. İçimde yabancı bir sıkıntının tohumları, duygularım allak bullak. Pişmanlıkla az çok tanışmış olan yüreğim, isyanlarda. Acıyı göğüsleyemiyorum, hafifletici yollar bulup çıkararak dayanılır hale getirmeye çalışıyorum…

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Her şey bir avuç külden ibaret. Önceden tasarlanmış kaçış hazırlıkları beni bekliyor. Yanı başımda görünmeyen bahçede rüzgârın örselediği ruhumun, isyan kokuları geliyor. Geçmişin gölgesinde görünmez oluyorum.

Geçmiş zamana karşı, yazdıklarımı kapatırken bir pencereyi kapatmanın rüzgârıyla üşüyorum. Hediye edilmiş günde parmak uçlarının nefesini arıyorum. Savunmasız bir kuş gibi avuçlarına geldim, sakın beni bırakma.

Kollarının arasındaki ten kokunun sarhoşluğu gibiydi bedenimi saran bahar kokusu. İçime çektiğim her nefeste benliğimi dolduruyordun.

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Med-Cezir Akşamlarına Bıraktım Kendimi

Gönül ikliminde baharı yaşıyorduk. Bütün renkler duygularımızla dans ediyordu. Beden dilini kullanıyordu artık yürek. Yüreğimizdeki sıcaklığı avuçlarımızda hissediyorduk. Adımlar yürek odalarında gezinirken beden kendi mutluluğun ummanına bırakıyordu. Sevgi sağanağın da ağır ağır yürüyor, iliklerimize kadar ıslanıyorduk.

Artık konuşmuyorduk. Gözlerimiz yüreğimizin mütercimi olmuştu. Beden ise bu konuşmalara sessizce eşlik ediyordu. Söylemek istediklerimiz dudaklarımızdan dökülmeden verilmiş bir emri yerine getiriyordu. Doludizgin giden zamana yetişemiyorduk. Hüzün ve gözyaşı kavramlarını unutmuştuk. Gözlerimizde mutluluğu kandilleri yanıyordu. Söndürmemek için sevgi pınarından sızdırdığımız yürek sıvısıyla yeniliyorduk.

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

DAĞ KULÜBESİNDE

Uzan dizime hadi, bırak kendini sere serpe,
Dök içinden geçenleri ruhunla bedeninle…

Uzan dizime hadi, koy başını sessizce,

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Bestesini yapardım aşkın, kullanılmamış notalar eşliğinde dans ederdim. Bir aşkın bestesini yüreğime dinlettiğimde sana ait ne varsa içimde duyar, seni yaşardım. Uzatsam ellerimi senin namelerindeki bahara dokunurdu. Müziğin hırçın yükselişlerinde feryadımızı saklayıp nota uçuşlarındaki güftesiz nakaratları söylerdik. Ben olurdum, dudak izleriyle bezeli kadehin sevgisinde yudum yudum aşkı içerdim. Şimdilerde dudağından dökülen sözcüklerde sitem esintisi, dilinden mi, yoksa yüreğinden mi geliyor? Bunu öğrenmeyi bile istemiyorum.

Kışı bahar zannedip açmıştık, bilemedik gece ayazının bizi donduracağını. Direndik derin gecelerin buz kesmelerine, umut ışıklarının aydınlatacağını düşündük, kırağı vurmuş toprak üzerine. Ayaz kurutsa da dallarımızı, köklerimizi sevdanın sıcaklığına sarılıp direnerek gerçek baharları bekledik. Kıraç topraklara döktüğümüz sevda tohumlarını gözyaşlarımızla suladık. Acıların geçeceğini umarak baharın ilk umutlarına bıraktık hayallerimizi.

Sözleri bitirdik, cümleler duyguları anlatmaya yetmeyince konuşmayı yüreğimize ve gözlerimize bıraktık. Hayatın zulmünü göz ardı edip yenibaharlar, yeni umutlar getirsin dedik.

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Yıldızlarla bezeli gök kubbenin altında artık kim olduğumu bilmiyorum. Pervanenin aleve çekilmesi gibi yok olup tükenene kadar sana yaklaşıyorum. Ateşten fırlayan kıvılcımlar, biraz aydınlık biraz da acı veriyor dokundukça ruhuma. Ben her kıvılcım sıçramasında biraz daha kavruluyorum.

Önemli bir randevuyu kaçırmak istemez gibi telaşlı yüreğim bir koşuşturmanın içinde. Hayatın götürmek istediği yere sorgusuz sualsiz kollarına bıraktım, ya seninle yada sensizlikte yol üzerinde bilmediğim diyarlara yol almaktayım.

Sessizliğin ortak dil olarak seçmiştik, konuşmuyorduk. Gözlerimiz alevin titrekliğinde birbirine dokunduğunda yürek dili açılıyordu. Bir kudümün ritminde söyleşip, bir neyin nağmelerinde ağlaşıyorduk. Dokunmak gözlerinle teninin sıcaklığını hissetmek ve yitik hayallerimize sarılıp ağlamaktı. Gözlerinin delip geçtiği anlarda seninle yok olmaktı, senle dolu zamanlar.

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Kırmızı Mumla Mühürlenmiş Mahrem Yazılar

Hüzne karışmış özlemlerden acılar doluyor yüreğime. Her yer bana dar geliyor. Ortaya çıkardığım her duygum yaralı yüreğimi kanatıyor. Yanına aldığın pembe mutluluk balonlarımla birlikte tebessümümü de çaldın. Fırtınada dalgalanan gemiler gibi oradan oraya savruluyorum.

Yaka paça attığın yalnızlık zindanlarında kayboluyorum. Yaşadıklarımı kapatma arifesinde azı ve ıstıraplarla dolaşıyorum. Duvarların sessizliği ile baş başa kaldığımda, bakmaktan imtina eden gözlerin geliyor aklıma. Ruhum bedenimi darağacında sallandırıyor. Nefessiz kalıyorum. Beni sensizlerken ıslak bakışlarımın donukluğuna hapsediyorum seni.

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Seni ruhumda bedenimde hissederken görüntünün sesini kapatmaması için gözlerimi yumuyorum. Her zerrem seninle doluyor. İsyan ediyorum yaşadığım zamana, mekana, boy attığım topraklardan koparılışıma.

Arzuların doruğundan yuvarlanıp, yaralarımın içinde kayboluşlara sarılıyorum. Yaşamın kıyısında bozguna yenik düşmeme çabasında sıkı sıkı hayata tutunmaya çalışıyorum. İçimdeki durgunluk fırtınalara gebe olsa bile. Düş kırıklıklarına meydan vermiyorum. Ama içimdeki ayaz duygularımı donduruyor. Kaybedilmiş düşler uçurumun kenarında benliğimi sararken ben kanatlanmayı bekliyorum.

Yaşlı gözlerimdeki puslu bakışları geride bırakıyorum. Ruhum berraklaşıyor. Bitmez gecelerin karanlığından kurtarıyorum. Hayalleri ve umutları yeşertmek için güneşin bulutlar arasından gülümsemesini bekliyorum. İç sesimi dinliyorum. Birçok sevgiyle dolu benliğimi, tutkularımı ortaya çıkarıyorum. Bütün yaralanmaları kanamaları göze alarak. Yüreğimi, yüreğimle dinliyorum. Söylediği sözleri hatırlamaya anlamaya çalışıyorum. Pas tutmuş kapılarını yağlıyor. Kaybolmuş kilidini buluyorum.

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Seni benim diye saklamıştım yüreğimin sırça köşkümde, sen çıkarken viraneneye çevirdin. Kum zerrecikleri içinde savrulurken sen, ben bedenimdeki yaraları temizliyordum

Yoktun ve ben sensizliği yaşamanın ne demek olduğunu bilmiyordum, belki de öğrenmek istemiyordum, senin olmayı seninle olmayı o kadar çok isterken eksik olan bir şeylerin farklılığını hissettiriyordun. Ne yanımdaydın nede uzağımda,sen benim nefesim kadar yakınım, vuslatım kadar uzağımdın. Elimi uzattığım da sıcacık sevgi dolu yüreğine dokunabiliyordum, boynuna gömerek dudaklarımı, kokunu içime çekerken…..

Kahvenin hatırına sarılmış umutlarımı bırakıyorum avuç içlerine, kaybolmuşluklar denizinde kürek çekerken vapur köpükleri arasında mutluluğumu yitiriyorum. Benimdin, sensizliği gömmeye çalışırken senden bir parça topluyordum yüreğimin el değmemiş köşelerinde. Yok, etmeliydim denizlerin derinliğinde, ya da boğmalıydım ellerimle seni, ruhumdan silip bedenimde ki hasarlarını onarmalıydım.

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

İki denizin buluşması iki denizin kaynaşması gibiydik. Berrak bir incinin saflığında yakalamıştık, zemheride kaybolmuş duygularımızı. Yüreğimizdeki ateşin alevi büyüdükçe, dumanı azalıyordu. Kırılmış olan kalbimiz tutunacak dal ararken, dilimizdekini değil yüreğimizdekini zikrediyorduk.

İçimizdeki sevi ile varlığı, aşk ile hakikati yaşıyorduk. Karşılıklı oturup göz göze bakmak yerine, yan yana oturup aynı yere bakıyorduk. Yüreğimizde büyüttüğümüz aşk menziline ulaşmak için. Yüzüme bakan gözlerin kalbimin içine hasret alazları bırakırken, hangimizin özlemi daha baskındı. Gecenin örtüsüne saklandık, saklanılacak en güzel yerdi. Biz gecelerde yaşadık. Lacivert gecelerde baş başa kaldık. Âşıkların sırlarıyla dolu olan gecelerde, aşkın tekilliği ile harmanlanıp yoğrulduk…

Yüreğime batmış kıymık gibiydin, çıkarmaya çalıştıkça daha da içine gömülüyordun. Senden gelen her zulme katlanmaya çalıştıkça daha da güçleniyordum. Seni içimde hissederken seninle aynîleşiyordum. Seninle kavuşmayı beklerken hayale dönüşüyordun. Karamsarlık rüzgârlarının dalgalanmasına izin vermiyordum. Gönlü iklimine hükmederken, beni öksüz bıraktığının farkında bile değildin…

Devamını Oku