Fatma Avcı 2 Şiirleri - Şair Fatma Avcı 2

Fatma Avcı 2

Yaşanmış evvelim, yaşanmamış sonumdun,
Sana baş kaldıramıyorum artık ben.
Gözlerim bağlı, ruhum sana esirdi,
Gördüklerimden vazgeçemedim ben...

Yaş geldi gözlerimden rahmet misali,

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Saklambaç oyununa benzerdi bizim sevdamız.Saklana sen, arayan ben.
Her nedense ebe hep ben ebe oldum.Bulunmak istemedin kuytu ve karanlık köşelere saklandın.''Seviorsan cık sevmiyorsan çıkma'' nidalarımdan sonra ancak ortaya çıktın...Çoğu zaman seni aramaktan bitap düşüp göz yaşlarımla kendi içime gömüldüm...
Bir yürek, bir resim bazen bir şarkının nameleri seni kolay bulduğum yerler.Çoğu zaman tam seni buldum derken zifiri karanlıklarda kayboldun.Gözyaşlarım süzlürken yanaklarımdan, seni kaybetmişliğin acısıyla sonsuz bir kuyu gibi derinleşen bedene dönüştüm...
Artık mevsim sonbahar. hüznün bütün renkleri benliğimi sarmaya başladı.Oyunu bıraktım, seni bulmaya çalışmıyorum.Göz yaşlarım yağmura karışıyor.Neye ve niçin ağladığımı bile bilmiyorum artık. Sana mı ağlıyorum, yoksa yıkılan hayallerime mi?
Şimdi ise içimdeki ateşi söndürmeye çalışırken, çıkan kıvılcımlar çevremdekileri yakıyor...

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Kararmış sayfalar üzerinden ne silgiler geçti,
Ne kelimeleri sökebildi, ne unuttuklarını hatırladı,
Kalktı göz bebeğimden perdeler, öğrendim,
Bilmenin cennet olduğunu, bütünden birleştiğini.

Sadakatin adı, ihanetin lekesi, ruhumuza yapıştı,

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Zamanı durdurmak istiyorum, geçmişten ve gelecekten uzak, belirsiz bir yaşamın kollarında sarmalanıp yarını düşünmeden yaşamak. Hedefsiz kurşunların saplandığı düello kurşunları gibi hedefsiz. Mutlu masal kahramanlarının gülümsemelerinde bulunmalıyım. Kaçıp saklandığım kör kuyular yaşam alanım olmalı, cevapsız sorularla yaşamak istemiyorum.

Gözlerimi kapatıp zamanın dişlerli arasında eziliyorum. Parçalanan hücrelerim umutsuzluğun çarkına sıkışıyor. Yaşantımda, ardımda kalan yaşanmamış çocukluğum, ağır sorumluluk altında geçen gençliğimin üzerine sıçrıyor. Yarım bıraktığım ertelediğim hayallerim ayaklarımın altında eziliyor.

Adanmış bedenlerde boğuluyorum kendimi kaybedip kim olduğumu unutuyorum. Gezen bir bedenin ruhunda, bitimsiz fırtınalar arasında kendimi aşmaktan korkuyorum. Aydınlık havada karanlıklardayım, açık havada nefessiz. Namludan çıkan soğuk kurşunun bile bir hedefi varken ben hedefsiz ve amaçsız dolanıyorum.

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Hasretin rengi kırmızı, özlemler ise sarıya boyanmış. Ayrılığın sesini yansıtıyor dışarıdaki kuş sesleri. Dünya denen cam fanus, yalan ve riyanın çamuruna bulanmış. Aşk yok olmuş duygular firarda, ruh işgal altında bedenler ise müebbette.

Bir nefeslik sevgilerle avunan yürek, ağıtlar yakılan aşkların gölgesinde kaybolmuş. Ölümsüz aşklardaki bir nefeslik sevgilere tutunuyorum.

Avare, sabırsız, hapsedilmiş ellerin dokunduğu, bembeyaz duvarlı kafeste yapayalnız duran ben miyim? Unutulmuş insanların arasında farkında olmadan, yazdıklarım yalvaran ateşli kıvrımlarla benliğime dokunuyor. Uğuldayan tavan arasında rüzgârın sesinde ki namelerle hüznün bestesini yapıyorum.’’Her şey bana küstü’’ diye haykırmanın ardındaki umudu baharın gözlerinde arıyorum. Ayak sürüyüp geçtiğim yarı aydınlık sokaklarda.

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Coştukça çoğaldı yüreğim bend vuramadım,
Özü ateş olan aşk, kalbimi kavurdu.
Göze perde indi, kulaklara kurşun,
Masumluğumu yitirdim, gözlerinde kayboldum.

Kalbimi kalbinin yanına yasladım,

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Kaf dağına sakladım benliğimi,
Doğanın ıslaklığını tenime geçirdim,
Kimseye göstermedim gözlerimden başka,
Kırık kanatlarını yaralı yüreğimin.

Konuşsam suç,ağlsam suç,sususam suç,

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Yalnızlığımda kolların diye sarındığım,
Uykuya dalarken üzerimdeki örtüm,
Sessiz hıçkırıklarımda ağzıma tıkadığım,
En acımasızı ise yokluğunda sarılıp ağladığım,
Gözyaşlarımla ıslanan mendilim oldu...
Hediye diye yolladığın ipek şalın...

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Beton yığınları arasında, mekanik seslerden uzak, tarihin koynunda, yaşanmışlıkların seni sarıp sarmaladığı iliklerine kadar ısıtan bir yaz sıcağıdır.Bilinmedik mekanlarda anı yaşamak.

Zamanın ucundan tutmak için güneşin çıkmasını beklemeyen bülbül sesleri ile uyanırsın, ahşabın yaşanmışlıklarla dolu kokusu içinde. Pirinç karyolanda uyanırken tarih öncesinde yaşıyor gibisindir.yaşadığın masalın içinden çıkacakmış gibi korkarsın, muşabaklı pencerenin önüne yaklaşırsın, pencereyi yukarı doğru iterken uyanacağım korkusuyla ürperirsin. Ihlamur ve gül kokuları ile birlikte kuş cıvıltıları dolar içeri. Mutfaktan gelen çay ve kahve kokuları sara benliğini.Fırından yeni çıkmış suböreği, sacda pişen Safranbolu bükmesinin kokusuna karışır, kaygananın kokusu.Hiç bu karda acıktığını hissetmemişsindir.

Üç tarafı sedirlerle çevrili, bir süreliğine sahibi olduğun odana bakarken kaç kuşak geçmiştir bu odadan, kaç gen kız ellerinde kınalarıyla ardında gözü yaşlı ailesini bırakarak gelin çıkmıştır.Kaç delikanlı dualarla askere yolcu edilmiştir.Kaç kişi bu dünyadan göç ederken ağıtlar yakılmıştır.Köşe yastıkları kaç defa sevda gözyaşlarını kurutmuştur.Duvarların, eşyaların sesinden dinlersin nakışlı yastığına sıkı sıkı sarılıp seyre dalarsın kenti, bebek masumiyetindeki uykusundan uyanmamışken…

Devamını Oku
Fatma Avcı 2

Aradığım kaybettiklerim miydi? Özlediklerim mi? Neydi beni buraya çeken? Yaşadıklarım mı? Yaşayamadıklarım mı?

Ruhumun derinliklerinde kanamaya başlayan yaranın ince sızını dinlerken yüreğim yıllar öncesinden açık kalan bu yaranın izlerini taşıyordu. Asma yapraklarının altında oturduğum sedirde ruhum kaybolmuş gibiydi. Her safran kokusunda, her safran renginde kangrenli yara acıtarak kanıyordu. İçine saplı kalan bıçak gibi her sapına dokunduğumda içim tekrardan oyuluyordu. Kapatmak için gözümde biriktirdiğim tuzla dağlıyordum.

Hiçbir şey değişmemişti. Közde pişen kahvenin kokusu. Çarşının içine işleyen efsunu. Beni eskilere götürürken anı yaşatıyordu.Koşarak geçtiğimiz Arnavut kaldırımlarında, her ayağımın tökezlediğinde belime sarılıp tutardın.Bu seremoniyi tekrarlamak hoşuma giderdi. Beni her tutuşunda teninin kokusunu içime çekmek ve kokunu içime hapsetmek en büyük zevkimdi.Bir daha ki buluşmaya kadar o kokunla yaşamak, cehennemde cennet kokusunu duymak gibiydi.

Devamını Oku