Ne çok şey sakladım gözlerimden,
Kelimeler sustu en derinimden.
Yüreğimde bir yara, dillendirmeden,
Kırıldım demeyi öğrenemedim.
Geceler uzun, yollar sessiz,
Feryat mı gerek? Hayır, sessizlik daha ağır,
Ayazın nöbetinde bekler mert olan yürekler.
Boran içinde saklanır namert korkuları,
Kış, herkesin maskesini düşürür bir bir.
Huzur, buz gibi bir vaha,
Neydi seni böyle yıkan,
Ne derdin vardı be koca adam?
Gözlerin yorgun, sesin kırık,
Omzunda taşırdın kaç fırtınayı?
Bir sevda mıydı batan güneşle,
Ne fark eder bir kör için,
Elmas da aynı, cam da,
Görmez ki gözlerindeki perde,
Ne kıymet var parıltıda, ne mana.
Şair demiş ya mısralarında:
Ne ölümün hüsnü var,
Ne de yaşamın sevinci,
İçimde yankılanan garip bir şarkı,
Ayrılık kokar her bir notası,
Bir de ihanet korkusu,
Sarılıp suskun durur köşede.
Sen bana yalnızlıktan daha iyi mi geleceksin,
Bir boşlukla dolu bu odada,
Kelimeler duvara çarpıp geri dönerken,
Sesine ses vermeye korkuyorum,
Ya nefesim kesilirse,
Ya bir sözümde boğulursam.
Olur ya eğer seni sevmezsem,
Ne bahar gelir ne de gül gidersem.
Gözümde nur kalmaz, gönlümde onur,
İki gözüm kör olsun, yanıp sönmezsem.
Olur ya aşkınla dolmaz bu sinem,
Yüzüme bakma benim,
“seni unuttum” dediğim yalan.
Kelime dudaktan dökülür,
ama kalp başka bir yerde saklanır.
Gözlerin gözümü değince,
Bazı insanlar gerçekten kötü,
Sanmayın dertlerinden, sanmayın yaşadıklarından,
Bazıları bilinçli kötü,
İçlerinde büyütür kötülüğü, göz göre göre.
Onlar acıyla yoğrulmuş değil,
Çok küfür ediyorsun diyorlar,
Başka ne yapayım?
Şiir mi yazayım hayatımın içine edenlere?
Her sabahın karası, her akşamın hüznü,
Yalanlar, ihanetler, kurulan tuzaklar,
Küfrüm hepsine bir isyan gibi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!