Yine darda gördüm sevdiğim,
Bakmadı yüzüme, bilmem nedendir.
Gönlümde kor gibi ateşim, derdim,
Selamım almadı, bilmem nedendir.
Bir umutla vardım yanına sessiz,
Kir pas içinde, yorgun ve bitkinsin,
ey gönül, nedir bu halin?
Kaç fırtına vurdu da sendeledi adımların,
hangi yük kambur etti düşlerini?
Ne zaman güldün de gülüşün eksildi,
Şair olmuşum ne fayda,
Kalem elimde titrer durur,
Mısralar dökülür kâğıda,
sana varmadıktan sonra,
ne fayda.
kırık bir yol olur.
Sanki zaman değil de geçen,
insanın hevesi geçiyor,
ufak ufak kırılıyor,
üzülüyor,
sonra kendinden geçiyor.
Hacet midir bunca söz,
Beyandır işte halim,
Ayandır suskunluğum;
Bir nehir gibi içimde büyüyen,
Her gece sevdaya akan.
Gün döndü sırtını, gece sustu sessiz,
Yalanın gölgesinde kaldım çaresiz.
Bir dostun ihanetinde kırıldı diz,
O vakit anladım, kahbelik neyimiş bildim.
Emanet dedim, yüreğimle taşıdım,
Ne ise derdim, odur hâlim,
Gam bürümüş her bir ânım.
Yâr yolunda sararmışım,
Bilmem bana ne eyledi.
Gecelere saldım yâri,
Gözüm değdi senin hilâl kaşına,
Canım kurban olsun gül bakışına.
Sevdam düştü deli gönül taşına,
Yalancı dünyanın malı neyleyim.
Yansamda söyleyemem adını bile.,
“Neyse” diye bir kelime bulmuşlar,
Her yere yakışıyor…
Bir vedanın sonuna,
Bir hayal kırıklığının ortasına,
Bir suskunluğun en derinine…
Darılırsın bana, küsersin gönül,
Çatma o kaşını, dağ olur gönül,
Yara üstüne yara taşır bu gönül,
Her an kırılır, ödüm kopuyor.
Kimse bilmez içimdeki derdimi,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!