Ağlasam, yağmur küser,
düşmez bir damla toprağa.
Haykırsam, şimşek darılır,
gökyüzü küskün bir geceye sarılır.
Öyle acılara göğüs gerdi ki bu yürek,
Susturabilir miyim rüzgârı,
Savurduğu dalı,
Gökyüzüne uzanan bir çığlığı?
Susturabilir miyim içimdeki sesi,
bana dedi ki;
tamam dedim ya.
anladım ki.
sevgiye mi tamamdı.
bitti.
buraya kadar mıydı?
tanrım; ben acı çekerken sen nerdeydin
iyiysen göster yüzünü
kötüysen boşver, zaten gerekmez yüzün.
adını küçük harflerle yazdım şiirime
hakaretten değil, masumluğundan,
ey tanrı sen herşeyi bilirsin
Yok muydu taş kadar değerim,
Alıp bassaydın bağrına?
Çekip alsaydın avuçlarına,
Soğukluğum erirdi sıcağına.
Bir taş bile yeriyle özlenir,
Yollar uzun, yürek biraz yorgun,
Gözlerim dalıyor her yeni ufkun.
Eğer ki bu kalbe ışık olacaksan,
Hayatıma bir tebessüm katacaksan gel.
Geçmişin yükünü taşımaktan usanmış,
Gecelerde anlamaz ki beni,
karanlık sarmış dört bir yanı,
şu gönlümdeki yara,
yılların sesiyle büyür sessizce,
sensin tek çare,
bir nefes gibi, bir umut gibi,
Sözde kalabalık bir yerdi dünya,
insanlar konuşur, sokaklar dolup taşar,
gülüşler yankılanır, eller omuzlara değer.
Ama hepsi bir sis perdesiymiş meğer,
eninde sonunda yalnızlığı öğrenir insan.
Eğer yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İlkinde korkulara sarıldım, ama ikincisinde cesur olurum.
Daha çok gülümserdim, neşeyi bulur,
Gölgelere saklanmak yerine, güneşe dokunurdum.
Daha çok şarkı söylerdim, her anı neşeyle dolu,
Binlerce evin olsa,
Hepsi bir gün kovacak seni.
Kapılar kapanacak yüzüne,
En sadık evin…
Toprağın koynunda bir mezar olacak.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!