çiçek bozuntusu marazlı düşlerin epriyen yüzü
aşkınsa tekrarı boş avuntular resitali
her şey antik bir kuyunun
tarihe küsen kesif kokusu
silinmiş ne varsa
“İnsana ölmeyi öğreten
aslında yaşamayı öğretiyordur.” – Montaigne
.......
bugün ki güneşi sıkı tut bırakma
ısınsın kuşların ilikleri ve ağaçların gövdesi
mutlu bir kelebeğin kanadında aynası aynasında gözü var
aynayı yansıt yüzünün karamsarlığına ve sakın mutsuz olma
sırçadan bir saray iliştir gönlüne çağlasın içine kırmızı güllerden nehirler
aşkın dik yokuşlu dikenli yollarına revan ol
sığırcıkların kalbinden vuruldum
aldım dağların gözyaşını kucaklayıp enginlere savurdum
bir söz söyleyeceksem de gümüşten olsun artık
bir şarkı dinleyeceksem de
yürekten
toprağın altı da k a n üstü de
ağızlarından kum döküyor kırgın dağlar ovalara
buhran üstüne buhran durulmuyor ruhu yitikler
yılmıyor şeytan oynuyor elinde oyuncak ettiğiyle
kandırmaktan yorulmuyor kurnaz
gözü aç doymuyor narsist
ay kuşları geceyi
sabır beklemeyi sever
göğe tutkun dualar
gök gürültüsünü pış pışlar
zorlu fırtınalar kasırga çatlağını
koşuyorum çılgınlar gibi
geveze bir kuşun peşinden
sırılsıklam ağaçlar ve çamurlu patikalardan yokuş aşağı
sedir ağaçlarının kayınların eşliğinde
gözyaşları içinde
koşuyorum çılgınlar gibi
geveze bir kuşun peşinden
sırılsıklam ağaçlar ve çamurlu patikalardan yokuş aşağı
sedir ağaçlarının kayınların eşliğinde
gözyaşları içinde
rüyası eksik bir uykunun ağırlığını tartıyor gece
ruhun yol haritasını çizerken parmaklarımdan tutuşuyor
yalnızlığın iklim yangınları
gökyüzü artık karanlığın safi efendisi
ah! ismail
bir başınayken
toyken çok rahattım
zaman aktı gitti bende aktım
herkesin gittiği yollardan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!