deniz/ elinde bir kadeh
masasında mezeler
karabulutlar/ doldurur şarabı
şişeler boşalır
içer içer doymaz deniz
çılgınlığa başlar
bahara gülleri sorsan
şeceresini anlatır
kırlangıçlara özlemi sorsan
kanatlarında avutur
nisan eylül yağmurları
kara sevdayı çatlatır
tılsımlı bakışların gözbebeğine girerken
lav yağmuruna tutulur delinir şemsiyem
masmavi gözlerin sevgi denizinde dibe çökerken
benek benek kelebek gibi süslenir tenim
avuçlarıma beyaz inci taneleri doldururken
korkunç lacivertlik beni bağrına bassın isterdim
gönül yuvama yavrular arıyorum
kanatlanmamış tüyü çıkmamış
süt vermek istiyorum emzik emzik
gecelere duygularım beşik
özlem gözyaşlarına beyaz mendil
rüyalarına sönmeyen kandil
Gönül kuşlarını saldım semaya
Bir dost selamı yolladım sılaya
Mutluluktan uçacak gibi oldum
Ben de daldım tükenmeyen hülyaya
göze geldik göze
yıkanıyorum gündüz gece
gözyaşlarım
ne bir ırmak
ne bir içmece
ağlıyorum her adımda
senin gözyaşların benim ırmağımdı
gecelerime akan
kâbus tarlalarım sulanırdı sırasız
kıyısında ay ışığının
makam odası
başıma konan
aşkın ihalesi güle verilmiş
gül olmazsa aşk olur muydu
tomurcuklar aşkı anlatır mıydı
kim öperdi dudaklarımızdan
kim kutlardı sizi
'aşk için gül verin'
çölüne çıkış yapamıyorum
ya akrep yavruları salmışsın
ya dikmişsin kum kaleleri
fırtınaların da alevli
bir gül dalı giyiniyor
güneşin eteğinde
raks bahçesinde
yedi renk halayı
yağmur sonrası
bülbülle gül buluşması
renk solmadan
ağıt susmadan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!