gün sonunda
ufuktaki güneşle bakışırken
yaşamın eleğinden arda kalan
yine iri taşlar
yalınayak ayaklarımı parçalayan
soğuk bir hava titreten
günlerin kırık saçaklarından sarkan
dert intiharlarının yağlı ipleri
beynin parıldayan yüzü bizi kandıran
düzen meydanlarında hatip olmuş şeytan
hayat gişesinin deli biletçileri
umutlu bakışların afişleri hep yalan...
güne başlamak günle
güzel günle elele
dönmek yine geceye
gün bakmışsınız
gitmiş güme
Bir tren kalkar gönül garımdan
Vagonları sevda yüklü
Bacasında kara duman
Bulutlara ismimi yazar
Kıvrılır durur sensizliğe
Tan vakti içim sızlar
arama boşuna
mutluluğu toprakta
sandıkta kilitli kaldı
anahtarı da
artık bulutlarda
bir sıkıntı vardır içimizde
dizlerimiz ağrır gözlerimiz kararır
döner dolaşır gelir misafirler üstümüze
gökte sıralanır kara kargalar düzgünce
kanatlarından şimşekler çakar
sesleriyle yüreklere korku salıp
yuvasızsın göçmen kuşum
gözün yollarda kilometrelerce
kanatlarına kuvvet
suyunu çekmiş tarlalara uğrama
yatmışsa direkler yatak yorgansız
düşleri ertele
kılıçlar kuşanmış geliyor üstüme gece
kamufle olmak zor ayın ışığında
kalemin kapılarında uyumuş kalkanlı nöbetçiler
düşüyorum yüzüstü ay oluyor bir bilmece
gelme gece üstüme kaçacak yerim yok
al kollarına beni de o zaman derdim çok
sızmayın geceye
geceyi kendine bırakın
dingin yatağına girsin
avucundaki boncukları sayarak
rüyalar onun penceresidir
buğulanmasın
hanımeli kokuyordu
ıssız baharlarda ördüm
aşkın şarkılarını
bir ömür yürüdüm
çıkmaz sokaklarda
açmıştı kollarını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!