her hâlim sana benzer
deliliklerimin kanını emer vampir
aykırılıklar ülkesinin sınır bekçisiyim
dağ yeşili fırtınalardan gelir soyum
her hâlim sana benzer
ayak direrim kılıksız söyleşilere
her mevsim duadayım
mevsimler tükenmesin diye…
resim yapmayı öğrendim
sonbahardan
ağlamayı nisan yağmurlarından
hırsımın boyu kısa
uzanamam amaç meyvelerine
yokun en ön sırasındaydım
ağartan yüzümü güneşti yine
ismimi yazamadı tebeşir
köreldi öğretmenin elinde...
dağ yelelerinde
toz oldum uçtum
kanatlarımı açtım
kuş oldum baktım
özgürlük yollarında
kuyruksuz uçurtmaydım
Hür vatanımda mutluyum yaşadıkça,
Ormanlarımda oturup ağaçlarıma baktıkça,
Sularım çağlıyor ırmaklarımda bembeyaz köpüklü,
Sarılabiliyorum toprağıma o mutlu, ben mutlu.
Yaşamak budur vatanımın hür bağrında,
gelme gelme gönder cancıl bakışlarını
deniz/ateş
ben say yangınlarını
dönerken dünyanın başı
topla gün/dem artıklarını...
sayfalar boş
yüreğin hanesinde ummansızlık
eller fırtına kuşu
adımların ağzı açık
yollar gece masallarında
sunaklar örtük
deniz tek kol aralığı hizada
içtimâda kızıllığa karşı
tırnaklarken köhne zamanı
unutmuş arsız masalları
bir düşe tutunurken ortalıkta
sürünüyor tozlu yamaçlarda
pazartesi pazarın peşine takılmış
benden değil
salı parkımda salıncağım
çarşambayı sel aldı diyorlar
perşembe benden beter
cuma mübarek bir gün
sorsalardı bana
gün nedir?
zamanımı çalan ayla güneş
yanında birazcık gülümseme
biraz hüzün
fazlaca da düşünme...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!