karadeniz koyuluğu var izimde
dalgalar beş metre
virajlar kokuyor korku
verseler dünyaları
başka baharlara değişmem içimdeki baharı
kararır ezgiler dümen başında
izlerini bıraktık
altın sayfalara ellerimizin
yüreklerimize kazıdık
düşlerimizi
yetmez mi
acı kulvarına alıştık
bayat armağanların sırtını hançerliyor kızıl akbaba
bulutun isini sil asi beyazlığın zirvesinden
delişmen adımlarım kırbaç vuruyor parke taşlarına
siyah beyaz film kırıntıları asılı mandallarda
dartta ıskalıyor on ikiyi beyin
amelelik istasyonunda marşandiz
Kanayan bir yaradır içimde değişen her mevsim
Giderken de gelirken de ellerimi yırtar iple çektiğim
Damla damla akar kan benliğimden sonsuza doğru
Ağrıyan omuzlarla dalgalı denizde kürek çektiğim
Kırık düşlerini zincirlerim gelmeden sahile
Bakar dururum geriye geldiğim yerlere
ses varsa
ormanda
yelelerin rüzgarıyla
irkilir
yapraklar
ıslık çalarak dallar
ırmağın peşine düştük
denizin elini öptük
onlar erdi muradına
biz de kafayı üşüttük...
yarım elli sevdalarda yokum
ya yakacaksın ya yakılacak
kor olacaksak alevlerde
tamamdır hayat ancak
aşkın yeleleri var
koşuştururken yıllara
Kör gecenin varmışsın farkına
Bensiz durakları sayarak
Her dudak kıpırtısında ay
Dengin yok deliliklerinde
Kök salarken meçhul anıta
Düşür ağırlık yapan taşları
kör kuyunun bir şeytanı var
şair tiplemesinde
seçer elleriyle günahı
acımaz gerçeklere
makaslanıyor suretin zaman noterince
koruğu tarıyorum isli meşalemle
seçeneklemiş acılarını
tattırmadan resminde
sanat sanıyor saklanmayı
olgunlaşmadan izbe odalarda
heykeli dikilmiş sertliğin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!