kızma bana dümenim
acı oluyorsun
kayboluyoruz
tatlı oluyorsun
kayboluyoruz
sen bir köşede
ulu orta istekleri vardı kılıksız duvarların
ovmadılar kirimi pasımı zımparalamadılar
döndüler ışığa karanlığı bıraktılar bana
körkütük sarhoştu aynaları
kırık telden çalıyordu
ninni söylemediler masal anlatmadılar yalnızlığımda
ne güzeldir döşeğim
titrerken ben
altı da sıcak üstü de
sevgiyle sarar beni
kış gecelerinde
gökyüzü doldursun boş torbalarına
ortalıkta dolaşan iblisleri
yeryüzünde görünmesin onlar kahpece
girmesinler temiz kalplere gölgeleriyle
çatal dilli mahluğun soğukluğu
yüce varlığın değmesin tenine
al dik bu dalı
ne az ne çok su ister
doldur kağıtlara
serp toprağa
serp akıllara
ağlamasın ne çocuk ne ana
Donuk sayfaları kim doğurmuş sabah
Şiirin ikiz yalnızlıklarına
Renkler koyulaşmaya başlamış satır sonlarında
Düşlerin sırtına binmiş köşeli uyanışlar
Her aykırı bakış bir imparatorluğun yıkılışı
Uykular belenirken yırtık zıbına
usun yansımış dingin zamana
serin öykün dinlencede
oyunların sıralanmış güne
yenik duyguların zar atar direnişe
kör çırpınışların model
alfabenin sessizlerine
yüzemediğim mevsimleri arıyorum
düşler dışı
heceleri uçuruyorum mavi duyulara
hayatın başlıkları
gündem dışı
ayaza bırakırım ders kırıklarımı
Yürü
Demircilerin inen balyozları eşliğinde
Adımların karıncaların
Kulaklarını çınlatsın
Esen yellerin tozlarını tut
Yürü
cik cik öter
pır pır uçar
dizi dizi tüyleri
boncuk boncuk gözleri
tane tane sesleri
şenliğidir ormanın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!