Ahmet Zeytinci Şiirleri - Şair Ahmet Zey ...

Ahmet Zeytinci

Her terk eden sevgili derin izler ve yaralar bırakmasa da yürekte, insan çoğu zaman terk edilince yerlebir oluyor. Siz onun ile bir ömür geçirmeyi hayal etmişsinizdir, o ise şimdi başkalarının kollarındadır. Aynı durum sizi sevip de, sizden beklediği ilgiyi göremeyen diğerleri için de geçerlidir. Uzun süre yediğinizden içtiğiniziden, yaşadığınızdan hatta aldığınız nefesten bile zevk alamazsınız. Bazen yakın arkadaşlarınızla paylaşırsınız yaşadıklarınızı, bazen içinize atarsınız, bazen sabit bir noktaya bakıp durursunuz saatlerce, bazı geceler ağlarsınız yitip giden güzelliklere, belki de sizin arkanızdan ağlayanlar da vardır...

Her nerede olursa olsun gözyaşı çoğu insan gibi benim de gönlümde asildir. Arada yüreği ferahlatır, ara da seni muma döndürür, bazen de cehennemde ateşler söndürür...

Gözyaşının Rengi Yoktur

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Şair, sıkıntılı adamdır, dertli adamdır. Rahat batar şaire, gece saat 0:2'de yatağından kalkar şiir yazar. Acıların yüreğinden süzülüp, kağıda dökülmesidir yazdıkları... Ah o acılar, yüreğinden süzülürken de acıtır bir yerlerini de yine kimselere belli etmez...

Şair seven adamdır, bazen anlarsın şairin kimi sevdiğini, bazen de anlayamazsın; şair gerçekten kimi sever...

Şair gece yatağında, rüyasında bile şiir düşünür zaman zaman. Çoğu kere ülkesi için, insanları için duyduğu kaygılar, bazen uykularına bazen rüyalarına kan doğrar. O kan doğranan yerlerden yeni bir ruh yeni bir can doğar, filizlenir sevgiler, coşku olur yüreklere akar mısra diye, şiir diye...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Şairsen omuzunda ki yükler ağır...
Unutma;
Haksızlıklara,yokluklara,yoksulluklara,
Korkma,avazın çıktığı kadar bağır...
Sadece aşk şiirleri,meşk şiirleri yazmakla kalma;
Onlar da lazım tabi ki amma,

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Bu gün 1 Nisan herkes herkese şaka yapma derdinde olsa da siz yine de biraz ciddi olun yine de... Roma İmparatoru Sezar M.Ö 46 Yılında takvimin başlangıcını ocak ayı olarak ilan etti ise bile Avrupa'da 16. Yüzyılın ortalarına kadar bahar aylarının başlangıcı 25 Mart günü, senenin başladığı kabul edilirdi. Sezar'dan çok seneler sonra 1564 Yılında o zaman ki Fransa Kralı o gün ki takvimi değiştirerek yılın başlangıcını 1 Ocak gününe almıştır. Tabi o günkü haberleşmenin yetersizliğinden bir çok kişinin bunu hemen duyma imkanı olmamıştır. Bazıları ise bu kararı protesto etmek amacıyla eski yılın başlangıcını yeni sene kabul etmişlerdir. ''Bu çerçevede 1 Nisan'da partiler düzenlemeye, birbirlerine hediyeler vermeye devam etmişlerdir. Yeni takvimden haberdar olup onu kabul edip uygulayan diğerleri ise bunları ‘1 Nisan aptalları' olarak nitelendirip bu güne ‘Bütün Aptalların Günü' adını koymuşlardır. Bu günde diğerlerine sürpriz hediyeler vermişler, yapılmayacak partilere davet etmişler, gerçek olması mümkün olmayan haberler üreterek yaymışlardır.'' Fransız kökenli bu geleneğin İngiltere'ye ulaşması yaklaşık iki yüzyıl sürmüştür. Oradan da Amerika'ya ve bütün dünyaya yayılmıştır.


Dünya çalkantılar içinde. Bir taraftan savaşlar, bir taraftan açlık ile yoksulluk ile boğuşan Kara Kıta Afrika... Emperyalistlerin söz dinlemez laf dinlemez tavırları ve yoksul ülkelerin zenginliklerini sömürmek için yaptıkları haince ve vahşice saldırılar, bizleri daha dikkatli ve daha duyarlı olmaya sevk etmeli... Sömürgeciler girdikleri ülkelere, barış, özgürlük, mutluluk getireceğiz diye girip, çalmadıkları, iç etmedikleri bir şey bırakmadıkları gibi, bir sürü masum insanın da kanına girmektedirler. Bütün bunları şaka olsun diye de yapmıyorlar sanırım bu sömürgeciler.


Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Akşam avare avare eve dönerken
sokakta bir ağacın dibinde iki minik salyangoz
birer metre arayla...

Allah'ın hikmeti işte
evlerini yük etmişler omuzlarına

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

’’Srebrenitza’da şehit düşenlere’’


Sen bu ovaları, köyleri,
Acımasızca kurşuna dizdiğin zaman;
Yıllar önce bir o gördü, bir de kaybolan zaman...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

''3. Dünya savaşında hangi silahların kullanılacağını bilmiyorum ama 4. Dünya savaşında taş ve sopalar olacağını biliyorum''

Albert Einstein


Biriktirin bakalım

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Ankara'ya yağmadı yağmadı, bu rahmet, bereket kar, sonra bir yağdı, hem de pir yağdı, iyi yağdı. Eski zamanlar da bizim çocukluğumuzun geçtiği yetmişli yıllarda sanki başkente daha bir fazla kar yağardı. Şimdilerde, ozon tabakasının delinmesi, yüksek binaların fazlalaşması, hava hareketlerini biraz biraz engelliyor. Bunu ben söylemiyorum, iklim bilimcilerin beyanatları bu doğrultuda... Kar tabi ki rahmet bereket, her ne kadar fakirler yakacak sorunu ile boğuşsa da, kar ve yağmur yeterli yağmadığı zaman, o sene meyve sebze hem pahalı hem de az oluyor, bunun da ucu yine sonradan fakirlere dokunuyor...




Üç beş gün öncesinde güzel kar yağdı Ankara'ya. Çocuklarda sevindi haliyle, bizler de sevindik meslektaşlarımız ile birlikte. Vatandaşın ayağına kar, yağmur, çamur değmedi mi ne ayakkabı almaya çıkıyor, ne de ayakkabı tamircisine gidiyor. Eee, bizim işimiz de hep onlarla. Dua eder dururuz kışın bol kar yağsın diye. Sade biz mi? Kar, yağmur çiftçiye de fayda, memlekete de her zaman için.

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Tanıdığım bir çok arkadaşım, edebiyat ve şiir sitelerine üye olduğu gibi, değişik hizmetler veren facebook, twitter, İnstagram gibi sosyal ağlara, paylaşım sitelerine de üye... Ayrıca bir doluda oyun sitesi var. Bunların bir kısmına üyelik paralı, bir kısmında da ücretsiz üyelik mevcut. Bir çok site haliyle ayakta kalabilmek için reklam almak zorunda, masraflarını karşılamak için bu yola başvurmaya mecburlar. Reklam almayan sitelerde var tabi ki... Onlarda kendi öz kaynakları ve mali güçleri nispetinde tutunmaya çalışıyorlar piyasada...


Biz de çocuk olduk yıllar önce, bizim zamanımızda da çeşitli oyunlar ve oyuncaklar vardı. Kurşun askerler, portatif tanklar, uçaklar, makineli tüfekler, oklar, yaylar, plastik tabancalar, su tabancaları, mantar tabancaları vs. Şimdilerde bakıyorum da savaş oyunları hemen hemen her İnternet sitesinde var, bunları çokça görmek olası... Biz duvarın arkasından arkadaşımız olacak mavi kuvvetlerde ki zibidilere degav degav ya da dıkşınya dıkşınya diye ateş ederdik de ortalık kan revan içinde kalmaz ve de kimseler ölmezdi... İlkokul sıralarında anneme ağlayarak zırlayarak oyuncakçıdan kurşun asker aldırdığımı hatırlarım...


Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Yaz tatillerinde
azar azar sokaklarda oynasak bisiklete binsek de
ara ara dükkâna giderdik
babamıza yardım etmeye iş güç öğrenmeye
bir lokma çocuk aklımızla...

Devamını Oku