Ahmet Zeytinci Şiirleri - Şair Ahmet Zey ...

Ahmet Zeytinci

TezgahIşıkları Kapat
Yıllardır bize tezgahlık yaptın
bilirsin bizi
bize çok kurulduysa da
biz kimseleri tezgaha getirmedik...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Tilkiler Yaylası adlı dizimiz yirmisekiz senedir 1466 bölümdür devam etmekte... Bu yirmi sekiz senede ve 1466 bölümde ne sanatçılar geldi geçti buradan... Ne figüranlar geldi geçti... Ama bir yere kadar figüran olayın da tıkandık kaldık birader, ne yapacağımızı şaşırdık...

Her bölümde elli altmış tane figüran telef oluyor. Eee, tabi o telef olan figüranları da bir öteki bölümde tekrar canlandırıp tekrar öldüremiyorsunuz... Seyirci hemen anlıyor, sosyal medyadan bizi mesaj yağmuruna tutuyorlar... Gerçi Allah var, figüranlarımızın hepsi kaliteli işin ehli adamlar, iyi de ölüyorlar, öleceksin bu bölümde dedin mi...

Bazende kapris üstüne kapris yapıyorlar... Hemen yönetmenin, senaryo yazarının yanına gelip ''Ağabey beni bu bölümde öldürmesen, bir iki bölüm daha görünsem, kız arkadaşım da izlesin iki üç bölüm.'' deyip, aradan sıyrılmaya çalışanları da oluyor... O da olmuyor tabi ki haliyle... ''Senaryoya göre gitmek zorundayız kardeşim'' diyor, zar zor laf anlatıyoruz...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Tirmanya İktidar Partisi on beş yıldır tek başına iktidardaydı. Haliyle başbakan ve cumhurbaşkanı onların partisindendi. İstedikleri kanunları istedikleri şekilde çıkartıyorlar ve muhalefetin borusunu da fazla öttürmüyorlardı...

Tirmanya yıllar önce Avrupa Birliğine girmek için başvuru yapmış, lakin bu başvurusu halen başvuru olarak kalmış ender ülkelerden biriydi. Ülkenin Avrupa Birliği tarafından incelemeye alınması şimdiki Tirmanya İktidar Partisi tarafından sağlanmıştı, onlarda bunu her fırsatta dile getiriyor ve bunun ile övünüp duruyorlardı. ''Biz olmasak Avrupa Birliğinin önünden bile geçemezdik, ziline bile basamazdık, paspaslarına ayaklarımızı bile silemezdik, liderleri ile vesikalık bile çektiremezdik, çektirdiğimiz vesikalıkları çoluğumuza çocuğumuza bile gösterip havamızı atamazdık.'' lafları havada uçuşur olmuştu...

Yetkililerden, ilgililerden ve de bu konuda bilgililerden öğrendiğimiz kadarı ile Avrupa Birliğine girebilmek için, ülkelerin uyması, yerine getirmesi gereken binlerce standart ve kurallar silsilesi vardı. Yani sizin anlayacağınız Tirmanya ve Tirmanya iktidar partisi söylenenleri yapmak ve istenilen şeyleri yerine getirmek mecburiyetindeydi, yoksa birliğe girmeyi bırakın, kapısına dahi yanaştırmayacaklardı.

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Tirmanya'da siyasi hayat son hızıyla devam ediyordu. Baştaki hükumet iki dönemdir iktidardaydı. Halka bir sürü vaatte bulunmuşlar, bunların bir kısmını yerine getirmişler, bir kısmını ise tamamlayamamışlardı. Tirmanya'da her üç kişiden bir buçuğu, her dört kişiden ikisi, ya da her beş kişiden iki buçuğu daha önceki seçimlerde Tirmanya'nın iktidar partisine oy vermişti. Tirmanya'nın aslan muhalefetinde ise onlarca parti hem kendileri iktidara gelmek, hem de baştaki hükumeti yıkmak için kıyasıya bir mücadeleye girişmişlerdi. Tirmanya İktidar Partisi TİP Genel Başkanı Slomberg Cimberlon, zaman zaman muhalefet partilerini alaya alan ve aşağılayan demeçler veriyordu. Şöyle diyordu bir demecinde ''Biz bunlara iktidarı versek iki tane kanguruyu bile güdemezler.'' Tabi bu demeçlere muhalefetin sözcüleri anında cevap veriyordu. Hiç onlar iktidar partisinden aşağı kalırlar mıydı? Ana Muhalefet partisinin bir sözcüsü şöyle diyordu ''Kanguru verdiniz de gütmeyiz mi dedik onları çayırlara itmeyiz mi dedik? Aslında çaldığımız düdük.'' Tirmanya İktidar Partisi adından da anlaşılacağı gibi tip bir partiydi. Muhalefet ile didişemedikleri gün partinin ileri gelenlerinin gözlerine uyku bile girmiyordu doğru düzgün. Yine TİP'in bir ileri geleni ''Tirmanya'da iktidar sorunu yoktur, muhalefet sorunu vardır, muhalefetin kendisine çeki düzen vermesi demokrasimiz açısından elzemdir.'' diye demeçler ile basının karşısında pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. Buna tabi ki cevap yine gelecektir hemen muhalefetin anasından. ''Muhalefetin olmadığı yerde demokrasiden söz edilemez biz ana muhalefet olarak aslanlar gibi görevimizin başındayız, artık onlar düşünsün.''



Gelelim Tirmanya Seçimlerine. Tirmanya'da dünyada ki krizlerden azami derecede etkilenen bir ülkeydi. Bu ülkenin alın teri ile çalışan milyonlarca işçisi ve memuru vardı. Tabi ki onların ücretlerinde her dönemde olduğu gibi, belli oranlarda artış yapmak gerekiyordu. Hükumet kanadı seçim vaadi olarak asgari ücretin 1328.32 yani yazı ile yazacak olursak bin üç yüz yirmi sekiz lira otuz iki kuruş olmasını vaat ediyordu Tirmanya seçmenlerine. Muhalefetteki partilerden bir tanesi eğer iktidara gelirlerse asgari ücreti 1734.78 kuruş yani yazı ile yazacak olursak bin yedi yüz otuz dört lira yetmiş sekiz kuruşa çıkartacağını göğsünü gere gere seçim beyannamesine eklemişti. Bir diğer muhalefet partisi ise asgari ücreti bu rakamlara çıkartmanın yetmeyeceği ve en az 1879.99 kuruş yani yazı ile yazacak olursak bin sekiz yüz yetmiş dokuz lira doksan dokuz kuruş olmasını iktidar olurlarsa bunu hiç düşünmeden yerine getireceklerini söylüyorlardı...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Sonradan adının D soy adının 100 olduğunu öğrendiğim kara yolunda aheste aheste seyrediyoruz... Hız yapmayı sevmem, her zaman yollarda hız limitlerine uymuş bir şoförümdür ve de bununla gurur duyarım. Her ne kadar ben kurallara uysam da bendim dışımdakiler uymadı mı trafik tehlikeye düşüyor.

Bir alem bu TIR şoförleri... Normalde binek arabalardan en az on beş yirmi kilometre daha az sürat ile seyretmeleri lazım kara yollarında... Hemencecik o TIR önüme geçti... Arkasında ki yazı gözüme ilişiverdi... İlginç ve bir o kadar da manidar, aynen şöyle ''Tek rakibim lufthansa'' Hay Allah dedim, içimden. Adam ya şaşırmış ya da bu yazıyı gıcıklık olsun diye gece bir düşmanı gelip buraya yazmış. Yoksa uçaklar ile yarış etmek için bir TIR ve Tır Şoförü niye bu yazıyı yazar ki?

Adam da milliyetçilik damarları da yok. Ulan hıyar, oraya Lufthansa yazacağına, bari THY, yani Türk Hava Yolları yaz da hiç olmazsa biz de moralimizi bozmayalım. Arkadaş uçak ile yarış yapacak da, ne kazanacak, orası meçhul işte...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Bundan seneler önce tek kanallı aslan gibi TRT miz vardı. Önce iki üç gün yayın hayatı varken, sonrasında her gün yayın yapılmaya başlandı. Gece 24.00 de biterken, 24 saat yayına geçildi, sonrasında özel kanallar yayına girdi. Şimdilerde yüzlerce kanal ve kanallar arasında reyting kapışmaları var...

Televizyon seyretmeyi pek sevmesem de ara ara bakıyor insan, gözünü alamıyor yine de. Bir iki kanalın bazı programları hariç dişe dokunur, kayda değer bir program yok. Laf olsun torba dolsun, diye, insanlara hoşça vakit geçirtmek için, özünde ise hiç bir şey vermeyen realite şovlar, insan metabolizmasını zorlayan programlar.

Mutfağa girmiş yemek yapan, yemek yaparken de birbirine laf sokan, onu da bayıla bayıla izleyen bir sürü gerzek hatun. Magazin desen zaten bir felaket... Kim kiminle kırıştırıyor, büyük aşk yaşıyor ''Nasıl büyük aşk ise altı ayda da boşanıyorlar.'' Bana ne yahu sizin ne haltlar karıştırdığınız...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Toplumu Şiddet İçeren Dizileri Seyretmemeye Davet Ediyorum


Bu televizyoncular yaptıkları diziler ile toplumu dizayn etmeye çalışıyorlar. Yüzden fazla yerli dizi var Türk Televizyonlarında... Bakıyorum bir ikisi hariç aklı başında, elle tutulur bir dizi göremiyorum. Öyle ya televizyondan bir şey seyrettiğiniz zaman insan ruhuna, benliğine bir şeyler ekleyebilmeli, kazançlı çıkabilmeli o seyrettiği program her ne olursa olsun...

Sürekli toplumun bilinçaltına şiddet pompalanıyor bu diziler ile bir şekilde... Hiç de normal mekanlarda, normal evlerde geçmez bu diziler... Bol mafyavari yapılanmaların birbirleri ile silahlı çatışmaları... Antin kuntin işler... Bu mu Türk Toplumu?

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Çok yakın zamanda yine tarım işçilerini taşıyan bir traktörün devrilmesi sonucunda yedi tarım işçisi hayatını kaybetti, bir o kadarı da ağır yaralandı... Zaman zaman ülkemizde böyle vurdum duymazlık kokan olaylar yaşanıyor.

Edindiğimiz bilgilere göre tarım işçilerinin günlük yevmiyeleri yaklaşık elli altmış lira civarında. Yani arkadaşlar boğaz tokluğuna çalışıyorlar da denilebilir. Büyük çoğunluğunun sigortası yok, aslında geçici olarak çalışsalar da iş verenin vicdani davranıp sigortalarını yaptırması lazım, ama neredeeee! Sigorta demek tarla sahibine ekstra maliyet demek, o zaman da ürünün fiyatı artıyor ve pazarlanması ona göre zora giriyor...

İnsan neden mevsimlik işlerde çalışır, hem de anne, baba ve çocuklar, ailecek? Hiç bir elle tutulur meslekleri olmadığı için, ancak geçimlerini böyle temin etme yoluna gitmektedirler. Çocuklarında büyük çoğunluğu yasal olarak belirlenmiş yaş sınırının altında... O tarla sahibi suç işliyor haliyle böyle davranarak. Ama kime ne söylüyorsunuz ki? Amiyane tabir ile ''Adın nedir Reşit sen söyle sen işit.'' vaziyet böyle...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Tüm Dünya Çocukları Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e Teşekkür Etmelidir



Evet, yine geldi bir 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı... Yıllar yılı bizimdi, bizim çocuklarımızın en güzel, en neşeli günüydü, şimdi artık, uzun bir zamandır tüm dünya çocuklarının da en güzel günü, en güzel bayramı 23 Nisan...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

''Bu iktidar dünyanın en doğru işini bile yapsa alkışlayacak halimiz yok. Halkımız bize muhalefet görevi verdi. Görevimiz bu'' dedi.

''İyi ama Engin Altay... Halkımızın size 'dünyanın en doğru işine bile muhalefet edin' diye bir görev vermedi ki!''

''Halkımız size 'doğruya doğru, eğriye eğri' diyerek muhalefet etme görevi verdi.'' BASINDAN-AHMET HAKAN

Devamını Oku