Yola çıkıyorsunuz Rabb'inizin izniyle,
Yol uzun, yolculuk çetin,
Yol arkadaşınız tedirgin,
Sizin gül yüzünde yine tebessüm hakim,
Fem-i saadetlerinizden dökülüyor,
Gönül ferahatlatan ayetler:
Caddelerde başıboş,
Aç biilaç bırakılmış;
Sayısız tekmeler,
Sınırsız küfürler yemiş;
Çaresizliğe mahkum,
Yalnızlığa terk edilmiş;
Bir Ataol Behramoğlu şiiri,
Edip Akbayram'ın tiz sesiyle
Aniden çınlıyor kulaklarımda.
Garip bir hüzün kaplıyor sinemi,
Tam da hava kararmak üzere,
İşe yetişme telaşı yaşanırken her sabah,
Anlaşılmıyor geçişi haftaların, ayların,
Radyodan duyduğum sesle irkildim, buldum felah:
İstanbul’da yaşamayın, İstanbul’u yaşayın!
Günlerdir kulaklarımda uğulduyor aynı ses,
Sordu, dostum yüzün neden gülmez?
Dedim, sinemi yakıyor bir dert,
Hem de öyle dertki kimse bilmez...
Her gün öldürür insanı GURBET.
Uzaklardan bir selam beklersin,
ne güzel her şey güllük gülistanlık,
ne güzel herkes neşeli şen şakrak,
ne güzel yer gök süt liman aydınlık,
Zulüm varmış bir yerlerde sana ne!
bombalar yağıyormuş gece gündüz,
Savaş var yiğidim,
kan ve gözyaşıyla
ıslandı bu toprak!
Deprem var yiğidim,
düşen her bombayla
Ferman yazın darağaçları kurulsun,
Kararan vicdanları asalım bir bir...
13.05.2014
Bırak, ölüm saatini beklesin,
Sen bana hayattan bahset arkadaş.
Anlat ki hakikatler dile gelsin,
Son bulsun artık içindeki savaş.
Koskoca bir ömrün var yaşayacak,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!