Nuh (a.s) gibi ömrün olsa,
Karun kadar malın,
Ölüm gelecek başa,
Kaçamayacaksın...
Nerde tükettin ömrü,
Dua bekliyorum, diyor gurbette bir can,
Dua vesilesiyle bulunur elbet can,
Bedenimde emaneten taşıdığım can
Çıksın, Şayet duamda unutursam seni.
Derdi veren Mevla’m devasınıda verir,
Yemyeşil dağlar, arasında ovalar;
O ovaları ayırır bir ırmak.
Çok görkemli, görülmeye değer bir diyar.
Ve mümkün değil o diyara doymak.
Petekler balla dolu, bahçeler banda.
Sevmek ne zor imiş meğer,
Sevinci her şeye bedel.
Ara bir çıkarsa engel,
Seveni kaplar dert, keder.
Gözlerine baktığında,
Kuşlar gibi uçuversem,
Kanat çırpsam uzaklara,
Yola çıksam, gidiversem,
Umutların diyarına.
Umutlarım gerçek olsa,
Bir akşamüstü sahilden
Güneşin batışını izliyorum
Ufuk çizgisi belirsiz
Deniz kızıla boyanmış gibi
Ve sen yoksun…
MAHRUM EYLEME
Ben bir garip kulum, Muhammed (s.a.v) ümmetinden.
Ya Rab mahrum eyleme, O’nun şefeatinden.
2008
Bedenim evde,
Ama ben evde yokum!
Dolaşıyorum diyar diyar,
Zamanlar arası yolculuk yapıyorum,
Yorulmak nedir bilmiyor aklım,
Işık hızından belki yüz
Karlı kayın ormanındayım
bir gece vakti
zulamda şiirlerim var
heybem çayla dolu
seher yıldızı ayrılık şarkıları söylüyor
cigaramın dumanı dağlıyor ciğerimi
Ah bir dinleyenim olsa
Ne çok şey söyleyesim var
Gaddar, zalim ve soysuza
Bol bol sövüp sayasım var
Rahatlatır mı ki bilmem
Oturup ağlayasım var




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!