Basamaz düşman ayağı yurduma,
Bugün gazamız var, mübarek ola!
Şehidim var her karış toprağında,
Bugün gazamız var, mübarek ola!
Akmasın anaların gözünden yaş,
Bitmeyen o hayatta,
Görüşürüz İnşallah,
Şimdi ayrılık vakti,
Artık gitmem gerekli,
Senden çok uzaklara,
Bilinmez diyarlara,
Ben sevda yüklü bir bulutum,
Aşkımdır benim yağmurum,
Gönlündeki aşk tohumunu
Büyütmektir umudum.
Açma şemsiyeni ne olur,
Yarim, hatırlıyorum seninle geçen günleri,
Gözlerine bakarak söylediğim sözleri,
Yüreğimde yanarken bu büyük aşk ateşi,
Girdin düşlerime unutmak isterken seni,
Artık kazıyıp sökemem kalbimden sevgini.
Fırtınada sandal gibi savrulup durdum.
Her dem başka bir diyarda kendimi buldum.
İnan böyle dolaşmaktan hayli yoruldum.
Sonunda ışığın doğdu içime;
Sığındığım liman oldun, gurbet ellerde.
Bilmezmisin ki sen arkadaş
Herşeyin sınırı var?
Sabır taşar yavaş yavaş,
İnsan olur canavar.
Gelmeyin üstüme doğru,
Sordular mı, alıştım, diyorumda,
Ben bu gurbet ele hiç alışamadım.
Çok şükür, çok rahatım, diyorumda,
Ben bu gurbet ele hiç alışamadım.
Ha vatan ha burası ne farkeder?
Yeise düşmek yakışmaz bizlere,
Hatırla Türk’ün şanlı tarhini.
Kürşat kahraman kırk asker ile
Ezip geçti çin esaretini.
Zalimin saltanatı biter elbet,
Ey yeri, göğü yaratan Rabb’im!
Ey benim, merhametli sahibim!
Kölen, dergahına çıkıp geldi,
Sığındı Sana, affeyle Rabb’im.
Günahlarım çok, biliyorum ben,
Gezdin mi dağlarda, taşlarda?
Dolaştın mı boş sokaklarda?
Aç-susuz kaldığın oldu mu?
Söyler misin, sen hiç aşık oldun mu?
Yarinin resmine bakarak,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!