Acep güzel sana n’ettim, bilemem.
Beni ateşlerde yandırıyorsun.
Sağ sözünden başka bir şey dilemem.
Beni yıllar yılı kandırıyorsun.
Kanayan yaraya basarak tuzu
Erken yağar karları;
Zordur kışı Ağap’ın.
Geç gelir baharları,
Üşür kuşu Ağap’ın.
Kötü talih küserse;
Altmışımda aldım sazı elime;
Tezene varmadan tel kırılıyor.
Hayırlı bir söz gelmiyor dilime;
Ağzımın içinde dil kırılıyor.
Birden bire gözde ferim sönüyor
Görseydiniz şaşarsınız inanın;
Onca yüksek kubbeli her binanın
İnce minareler ile Sinan’ın
O yüzlerce harika yapısı bende.
Vatan diye alp erenler seçtiler
Varıp da ravzayı muhahharaya
Görüp de bahtiyar ölmek isterim.
Gonca gülü merhem edip yaraya
Derip de bahtiyar ölmek isterim.
Bin bir taksir ile geldim bu yaşa
Her nefeste uyanırım,
Yoklarım sabaha kadar.
Seni yanımda sanırım,
Koklarım sabaha kadar.
Üstümdedir dağın karı,
Dalıp gayri ihtiyarı…
İçimdeki canavarı,
Haklarım sabaha kadar
Gecenin bu geç demi.
Azıya alıp gemi…
Özümden bile şüphemi,
Saklarım sabaha kadar.
Sayıp bin koyun başını,
Gömerim dağa naşını…
İki denk pirinç taşını,
Paklarım sabaha kadar.
Veysel Soysal türlü kirim
Dökülür öne birim birim.
Dönmeyeceksin bilirim,
Beklerim sabaha kadar.
1978
Önümden gider oldu benden izim.
Sen içimde dalgasın, ben denizim.
Bir ömür boyu sadık bendenizim.
Ağyar etmiş kendine, bende seni.
Usandım bıktım boşa yele yele;
Bu gidişte yoktur mola,
Akıbetimiz hayır ola,
Azimetle çıktık yola,
Varışımız Kaf’ta değil.
Göç Destanı tutar ışık,
Türlü çeşitli pişmanlığımız var.
Kıstaslara, mevzuata sıkışmış.
Bin yılı aşkın düşmanlığımız var.
Ataları atamızla tokuşmuş.
Ortaklık; damlar tavlansın diye mi?
Dünyanın gidişine yön verenlerin
Ne aklı kalmış, ne bilinci kalmış.
Türk’e ufuk açan alp erenlerin
Müzelerde eğri kılıncı kalmış.
Ne ülküler kalmış, ne de ülkücü.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!