Bu milletin benim gibi kanısı.
Kerbela’dan habercidir aşure.
İçindedir, on olayın anısı,
On yiyeceğin dercidir aşure.
Muştusudur çöllerdeki sıcağın.
Gönül neden böyle yüksek uçarsın?
Yoksa aslın kara toprak değil mi?
Cemre değer domurarak açarsın
Faslı bahar; çiçek, yaprak değil mi?
Kim yarattı elmas, altın, gümüşü;
Darmadağın yuvaları,
Barut kokan havaları
Kan ağlayan ovaları
Başı puslu dağlar gördüm.
Yaralıdır sunaları,
Biz bu halkın refahını isterdik.
O lakayttı; şimdi ise geç oldu.
Senelerce doğruluğu gösterdik.
Nankörlere, iyilik de suç oldu.
Siyasetçi ömür katar ömüre;
Birgün insaf edip de seyrana çık,
İşmar eyle, yol boynuna dolanam.
Bir serviye benziyorsun apaçık;
Salın, süzül gel, boyuna dolanam.
Usul boyun andırıyor elifi.
Arzuhalci, al diviti eline.
Bana bir name çiz ağır ağır.
Al da varağı, sal seher yeline.
Ardından gidelim, biz ağır ağır.
Her gün güneş sabahtan battı.
Ey sevgili, ima etme,
İtirazın açık olsun.
Nikabını yama etme,
Bana yüzün açık olsun.
Karışıyor; evet, hayır.
Arabası nümayişe takıldı.
Ne sesi, ne gıkı çıktı, bakanın.
Güvenlikte asayişe takıldı.
Çantasından çakı çıktı, bakanın.
Bakmadılar, pirifâni yaşına.
Ayı girmiş han gömdüğüm korgana.
Gözüme bir anda çakmak göründü.
Pir germiş en sevdiğim organa.
Yatağı yorganı yakmak göründü.
Ayı bala, bal ayıya bulaşmış.
Deli gönül musallaya
Gelinecek haberin yok.
Acısını duya duya,
Ölünecek haberin yok.
Bahaneyle sözü sazı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!