Uğruna öldüğüm o vefasızın
Bana neler ettiğini duydun mu?
Elveda demeden birden, ansızın
Habersizce gittiğini duydun mu?
Yaşamak ne mümkün, yaşanmaz artık
Biz ölelim de sen yaşa efendi!
Soframızda aş yok, yenimiz yırtık
Çıplağız demedim haşa efendi!
Ne elde var ne de avuçta gördük
Kızıma…
Yıllar gelip geçti de hiç aklımdan geçmedi
Heyhat! Kapıyı çaldı ayrılık vakti Efsa’m
Çok badire atlattım, böyle yara açmadı
Üzerime göklerden bir matem çöktü Efsa’m
Selam olsun size ey ehli kubur!
Hele anlat hayat var mıdır orda?
Sıcak mıdır yoksa soğuk mu kabir?
Mekân geniş midir, dar mıdır orda?
Bilmem ki gündüzü gecesi var mı?
Sevda, sevdalıyı hoş eder sanma
Tutuşur yüreği, köz eksik olmaz
Havalanıp öyle her dala konma
Söylerler, dillerden söz eksik olmaz
Konuşur, mangalda bırakmaz külü
Adam var adamı söz ile yorar
Adam var yüz yüze bakmaya korkar
Adam var topraktan binalar kurar
Adam var bir çivi çakmaya korkar
Ozan Mizani (Taner Karataş)
Yerler, gökler, denizler… Yaradana yetmedi
Sırf bulunsun diye de âdemi yaratmadı
Allah emretti lakin İblis biat etmedi
Şeytanla imtihana tutuldu âdemoğlu
Hem Rahman hem Rahim o, azamet var şanında
Şereften ardan uzak gününü gün ediyor
Edepsizce yaşıyor, domuzun adı çıkmış
Allah kitap diyerek âlemi kandırıyor
Kendisi inanmıyor, dinsizin adı çıkmış
İçki, kumar… Ne dersen envai çeşit yol var
Sultanlar dilinde fermana geldi
Nice sınırları çizdi bu ağaç
Hekimler elinde dermana geldi
Her derde devayı yazdı bu ağaç
Düşmana sur oldu, kalede kapı
Dertler tomar tomar, pek çok
Gah aç kaldık, gâhi de tok
Oğlandan bize fayda yok;
Kıza muhtaç olduk Ağam
Kimse sormaz halimizi



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!