Postacı kapıyı iki kere çaldı,
‘’ Size telgraf var,
‘’ Şuraya bir imza lütfen’’
Dedim ki, ‘’Yahu tarihe karışmadı mı telgraf? ’
Neyse senet değil ya, bastım imzayı, aldım...
"Kaza nasıl oldu? anlat ’’
"Şimdi, şöyle oldu hakim amca,
Yani şimdi dediysem, şimdi olmadı,
Uzun bir mevzu...
Anlatayım anlatmasına da,
Yalnızdık,
Etrafta kimsecikler yoktu,
Gözleri dikkatimi çekti,
Sizin köşkünüz sırçadan, devasa bir yapı,
Bizimki fakir işi, ne baca var ne kapı,
Sabah Londra’dasınız, öğlenleyin Paris’te,
Biz gün doğarken de tarladayız, batarken de.
Helanız altın kaplama, taşları Mısır’dan,
Daha önceleri gözlerine hiç bu kadar,
Dikkatlice bakmamıştım,
Körlüğüme ver...
Senin gözlerin yeşil,
Parklar, bahçeler,ağaçlar,çimenler,
Yalancının mumu hala yanıyorsa,
Şaklabanlar ortalıkta cirit atıyorsa
Üç kuruşa adam satılıyorsa
Bu oyunu bozmanın zamanıdır şimdi
Fetbaz cambaz hala meydandaysa
Sevmelerin şiddeti nerelerde başlar?
Ölçekleri kaçtır bu depremlerin?
Hüngür hüngür kimleri ağlatır?
Nerelere dökülür?
Zamansız yağan yağmur taneleri...
NERELERDESİN?
Bana şiir yazdıran güzel kadın,
Bir dua gibi, dilimdedir adın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!