Kaldırımlar ezdik, yıllar aldı başını vurdu duvara, rüşvetiydi kaderin ilk görüşte aşk! ...
Ve tasmalarda kalbin, yosmalarda şiirin, çok şirinki, sihirin etkisinde zikri,
koşar adımla telaşa doğru körpe fikri, ruhsal arbedeyle randevuydu bu,
su gibi akarak aldı yolunu, hırsız kaptı tüm kolu ve serüven oldu iki hayat,
birisi hırsız rolüne bürünür oldu diğeri hep bakan bir kör, birisi acıyı çekti,
öteki acıyı servis etti. Şarkılar yazıldı ikisi üzerine ve birisi bitti diğeri çaldı,
şarkılar kesilmedi çok elveda demişti birisi, diğeri yaşama verdi istifa dilekçesi ki
tanrı çekti reddi, seddi kurdu kalbine, kalbi sedyelerde taşıdı, harbi tek nefeste
yaşadı, zor bir deneyim oldu, kördü yoktu güneşi, zordu, çoktu çilesi yo! ..
..............................
.............................
sagopa kajmer - uğurla bahtiyatları
gitmek....
belli ki, yerini terkedeceksin,
ve belli ki bi şeyler yaşamışsın,
görmüşsün, görülmüşsün...
şimdi gitmek zamanı....
o kadar kolay değil...!
bu mekan arkanda kalıcak ama,
yaşantıların da seninle...
seninle gittiğin yere, sende....
işte bundan gitmek yok...
günümüz bilimini şekillendirip, şimdiki şekle getirenler genelde alman bilimadamları olmuştur ancak ikinci dünya savaşı onlar için tam bi kabus olmuş ve çoğu da abd, ingiltere gibi ülkelere gitmek zorunda kalmışlardır ve abd bilimde altın çağını yaşamaya başlamıştır...
çaba sarfetmek...
bi amaç için eyleme geçmek, ter dökmek, zaman harcamak, düşünmek..vs...
ancak emek kadar amaç da çok önemlidir..
kof bişi için emek harcamak, zaman kaybından ve yaşam harcamaktan başka bişi diildir... kesinlikle evrensel diildir..evrenselliği ve değerini yalnızca amaş belirler...
bu konuda benim rap üstadım sagopa kajmer ne demiş bi bakalım:
Yanima aldim kendimi ve yürüdüm ince çizgisinde yolumun ortalikta görünen
herkesin adi yabanci, herkes kendi maskesiyle dolasir oldu yanibasimda,
tanimaz oldum yüzleri ve keskelerle avunur oldum. Düslerimde gördügüm yüzün
birinde düsünür oldum, onca maske gözümün içine bakiyor sorgularcasina,
ve burasi hep yabanci, hep yalanci doldu, çikmak istiyorum artik disari,
birakin gideyim kendimi alip.
kısaca maske bu işte...!
hadi bakalım oyun... oy-maktan emir..
hehe.. komik...benim aklıma bu gelir hep...
aslında oyun, bu hayatı bi taklittir ve tekrar öğrenmedir.... yaşamaya alışmadır, bu hayata bi 'warm up'tır..
sozsuz....sonu olmayan..
nasıl yani..
bu evrendeki herşeyin sonu var.. ve mantığımız bu evren üzerine kurulu,
ve bizim mantık bunu algılamakta sorun yaşıyor...
sonsuz....sonu olmayan...
uzayın da bi sonu var elbet, olmalı da..
uzay mekan olarak sonlu ama yol olarak sonsuz..
tıpkı dünya gibi.. yürü git üstünde sonu yok dolanır durursun,
ama uzaydan bakında top gibi bişi işte, sonlu bişi...
lisedeyken, ders konusu (a+b) ^2 ve a^2-b^2 idi..
ben de evde formüllerle oynayarak (a+b+c) ^2 ni kendimce keşfetmiştim..hehe... heyecanla diğer kendimce keşiflerim gibi mat. hocamı buldum ve anlatmaya başladım...adamcağız bana 'oğlum bi dur..' dedi ve 'ok..çok güzel, sevindim bu olaya, ama haftaya bu konuları görcez, acelen ne senin..? '
ben de ' yaa hocam bunu ben buldum yaa..'
hocam da 'oğlum, bu bulunmuş bişey, haftaya anlatcaaz..'
bi gün fen bilgisi öğretmenimin yanına heyecanla gidip dedim ki:
'öğretmenim, ben fahrenhait ile celcius'u birbirine çeviren 2 aşamalı bi denklem keşfettim..'
bana 'nasıl? ' dedi, ben de önceden hazırlamış olduğum denklemi gösterdim...
bana 'aferim oğlum, sana 10 puan veriyorum' dedi ve ekledi,
'bunun 1 aşamalı tek bi formülü var, şöyle..'dedi ve bana gösterdi...
yine dedim:'aman allahım benden önce bulmuşlar..! ' hehe...
hep aklıma koku naklini yapıcam diye üniversitenin kütüphanesinin yolunu aşındırmam gelir...
bi süre sonra anladım ki, koku nakli (transferi) olayı benim lisans düzeyimi aşıyor..bunun için en az doçent falan olmak lazım..epeyce derin bi olay... derken, gazetenin birinde ingiliz bilimadamlarının koku transferini laboratuvar ortamında gerçekleştirdiklerini bi arkadaşım bana gösterdi...
dedim ki: aman allahım benden önce buldular...! ! :)))
her ne kadar savaş sözcüğü bana hep kötü, zulüm gibi kelimeleri çağrıştırsa da, savaşçı sözcüğü hep kutsallık, civanmertlik, öncülük kelimelerini çağrıştırıyor....
savaşçı, ancak kutsal sayılabilecek değerler için savaşmalı...
Önceden klasik müzik çalardım, şimdilerde dinlediğim tek müzik rap (Sagopa Kajmer ve Ceza) ...Kediler ve sonbahar....Akşamları çizdiğim animeler ve fantastik yaratıklar...Bir fincan nescafe ve sigara ve Sagopa.... Şu bağımlısı olduğum eski p ...
doğu karadeniz
05.01.2005 - 19:56a-naa...
karadeniz, karadeniz'im benim...
her tarafı güzel, yemyeşil dağları, insanları, ırmakları, yolları, kuşları....
resim
05.01.2005 - 19:52gene çizmeye başladım....
nedense, hep son yaptığım resim hep en beğendiğim resim oluyor :))
sagopa kajmer
05.01.2005 - 17:44Kaldırımlar ezdik, yıllar aldı başını vurdu duvara, rüşvetiydi kaderin ilk görüşte aşk! ...
Ve tasmalarda kalbin, yosmalarda şiirin, çok şirinki, sihirin etkisinde zikri,
koşar adımla telaşa doğru körpe fikri, ruhsal arbedeyle randevuydu bu,
su gibi akarak aldı yolunu, hırsız kaptı tüm kolu ve serüven oldu iki hayat,
birisi hırsız rolüne bürünür oldu diğeri hep bakan bir kör, birisi acıyı çekti,
öteki acıyı servis etti. Şarkılar yazıldı ikisi üzerine ve birisi bitti diğeri çaldı,
şarkılar kesilmedi çok elveda demişti birisi, diğeri yaşama verdi istifa dilekçesi ki
tanrı çekti reddi, seddi kurdu kalbine, kalbi sedyelerde taşıdı, harbi tek nefeste
yaşadı, zor bir deneyim oldu, kördü yoktu güneşi, zordu, çoktu çilesi yo! ..
..............................
.............................
sagopa kajmer - uğurla bahtiyatları
filistin
05.01.2005 - 15:06tevrattaki toprak kavgasına gidiyor adamlar...!
ayrılık
05.01.2005 - 00:01ayrılık....
belli, bi zamanlar bütünmüşsünüz,
beraber, tek olmuşsunuz...
şimdi ayrılık zamanı,
sen sende, ben de bende....
gitmek
04.01.2005 - 23:59gitmek....
belli ki, yerini terkedeceksin,
ve belli ki bi şeyler yaşamışsın,
görmüşsün, görülmüşsün...
şimdi gitmek zamanı....
o kadar kolay değil...!
bu mekan arkanda kalıcak ama,
yaşantıların da seninle...
seninle gittiğin yere, sende....
işte bundan gitmek yok...
eller
04.01.2005 - 23:51beyindeki düşüncelerin nesneye dönüşümündeki yegane araçlar....
iran
04.01.2005 - 23:49tavla ve yek-dü-se-caar-penç-şeş...
üniversite yıllarında bi iranlı arkadaşım vardı, onu asla tavlada yenemezdim...adamların memleket oyunu yauw :))
öküz
04.01.2005 - 23:48tren ve tavuk...
çizeri selçuk erdem.....
bilim adamları
04.01.2005 - 23:44günümüz bilimini şekillendirip, şimdiki şekle getirenler genelde alman bilimadamları olmuştur ancak ikinci dünya savaşı onlar için tam bi kabus olmuş ve çoğu da abd, ingiltere gibi ülkelere gitmek zorunda kalmışlardır ve abd bilimde altın çağını yaşamaya başlamıştır...
emek
04.01.2005 - 23:24çaba sarfetmek...
bi amaç için eyleme geçmek, ter dökmek, zaman harcamak, düşünmek..vs...
ancak emek kadar amaç da çok önemlidir..
kof bişi için emek harcamak, zaman kaybından ve yaşam harcamaktan başka bişi diildir... kesinlikle evrensel diildir..evrenselliği ve değerini yalnızca amaş belirler...
göz
04.01.2005 - 23:20merceğin yagane tek en canlı prototipi...
ama ışıksız hiç bi anlamı yok...
işte şimdiki bilimcilerin üzerinde durduğu nokta bu:
yani akıllı sistemler....
biri var ki, diğeri de var.. her şey birbirini tamamlıyor...
göz->ışık->güneş (ampul-elektrik-tungsten teli-cam fanus)
bizler de farkında olmadan bu evrenin taklidini yaparak hayatımızı kolaylaştırıyor ya da cehenneme çevirebiliyoruz.... :)))
maske
04.01.2005 - 22:56bu konuda benim rap üstadım sagopa kajmer ne demiş bi bakalım:
Yanima aldim kendimi ve yürüdüm ince çizgisinde yolumun ortalikta görünen
herkesin adi yabanci, herkes kendi maskesiyle dolasir oldu yanibasimda,
tanimaz oldum yüzleri ve keskelerle avunur oldum. Düslerimde gördügüm yüzün
birinde düsünür oldum, onca maske gözümün içine bakiyor sorgularcasina,
ve burasi hep yabanci, hep yalanci doldu, çikmak istiyorum artik disari,
birakin gideyim kendimi alip.
kısaca maske bu işte...!
oyun
04.01.2005 - 22:54hadi bakalım oyun... oy-maktan emir..
hehe.. komik...benim aklıma bu gelir hep...
aslında oyun, bu hayatı bi taklittir ve tekrar öğrenmedir.... yaşamaya alışmadır, bu hayata bi 'warm up'tır..
albert einstein
04.01.2005 - 22:49adam çapkın çıktı...hehe...
ama ben onu izafiyet teorisi ile hatırlarım hep...
sonsuz
04.01.2005 - 22:48sozsuz....sonu olmayan..
nasıl yani..
bu evrendeki herşeyin sonu var.. ve mantığımız bu evren üzerine kurulu,
ve bizim mantık bunu algılamakta sorun yaşıyor...
sonsuz....sonu olmayan...
uzayın da bi sonu var elbet, olmalı da..
uzay mekan olarak sonlu ama yol olarak sonsuz..
tıpkı dünya gibi.. yürü git üstünde sonu yok dolanır durursun,
ama uzaydan bakında top gibi bişi işte, sonlu bişi...
virgül
04.01.2005 - 22:19nefes alış,
bekleyiş,
ilave bi anlam öncesi,
virgül işte...
heyecan
04.01.2005 - 01:19bende genelde eksik olmaz..
adrenalini seviyorum diicem ama benim beynim seviyor sanırım..
matematik
04.01.2005 - 01:15lisedeyken, ders konusu (a+b) ^2 ve a^2-b^2 idi..
ben de evde formüllerle oynayarak (a+b+c) ^2 ni kendimce keşfetmiştim..hehe... heyecanla diğer kendimce keşiflerim gibi mat. hocamı buldum ve anlatmaya başladım...adamcağız bana 'oğlum bi dur..' dedi ve 'ok..çok güzel, sevindim bu olaya, ama haftaya bu konuları görcez, acelen ne senin..? '
ben de ' yaa hocam bunu ben buldum yaa..'
hocam da 'oğlum, bu bulunmuş bişey, haftaya anlatcaaz..'
ben de yine:'aman allahım yine mi..? ' hehe..
hala o günlere çok gülerim...
öğretmen
04.01.2005 - 01:10bi gün fen bilgisi öğretmenimin yanına heyecanla gidip dedim ki:
'öğretmenim, ben fahrenhait ile celcius'u birbirine çeviren 2 aşamalı bi denklem keşfettim..'
bana 'nasıl? ' dedi, ben de önceden hazırlamış olduğum denklemi gösterdim...
bana 'aferim oğlum, sana 10 puan veriyorum' dedi ve ekledi,
'bunun 1 aşamalı tek bi formülü var, şöyle..'dedi ve bana gösterdi...
yine dedim:'aman allahım benden önce bulmuşlar..! ' hehe...
koku
04.01.2005 - 01:04hep aklıma koku naklini yapıcam diye üniversitenin kütüphanesinin yolunu aşındırmam gelir...
bi süre sonra anladım ki, koku nakli (transferi) olayı benim lisans düzeyimi aşıyor..bunun için en az doçent falan olmak lazım..epeyce derin bi olay... derken, gazetenin birinde ingiliz bilimadamlarının koku transferini laboratuvar ortamında gerçekleştirdiklerini bi arkadaşım bana gösterdi...
dedim ki: aman allahım benden önce buldular...! ! :)))
Bir Halta Yaramaz
04.01.2005 - 00:50a-naa...
bi köpek tasması bile olmaz....
at gitsin.... :)))
savaşçı
03.01.2005 - 20:44savaşan kimse, savaş yapan kişi...
her ne kadar savaş sözcüğü bana hep kötü, zulüm gibi kelimeleri çağrıştırsa da, savaşçı sözcüğü hep kutsallık, civanmertlik, öncülük kelimelerini çağrıştırıyor....
savaşçı, ancak kutsal sayılabilecek değerler için savaşmalı...
Çatlak
03.01.2005 - 20:19kırılmanın ilk aşaması...
sonrası parçalanma...
Toplam 553 mesaj bulundu