ipini koparan mı
desem
zincirlerini koparan mı..
ikiside özgürlükle alakalı halbuki..
ama kimse ipini koparıp özgür olmayı istemez heralde
zincir daha asil geliyor insana..
var var
insan da biraz mazoşistlik var..
rafet el roman ne güzel demiş
macera dolu amerika..
filmlerine
amerikalı yazarların yazdığı ktaplara
haber bültenlerine (kısmen türkiyeyede bulaşmıştır)
dünyanın çarkına soktuğu çomaklara
ve son olarak
vietnamda, ırakta ne işi olduğuna bakınca
daha da iyi anlıyor ve tanıyor insan abd yi.
macera tutkunu..amerika.
sahur: seher vakti yenilen yemek
seher: günün ağarması tan vakti
sihir: büyüleme, baştan çıkarm
aynı kökten hepsi..
'seher' ve 'sahur' 'sihir' den türemiş.
'sihir' in 'sahur'la ilişkisi direkt yok,
seher ile var.
fakat
sihir ve seher arasında çok ince bir benzerlik var.
günün ağarmasını seyredenler
ve
islam dininin 'seher vakti' hakkındaki malumatlarını azcıkta olsa bilenler
çok iyi anlar..
göz boyama san'atı..
abartılanı aynen alıp daha da bir abartanlara
diyecek bir lafım yok zaten..
onlar şu hayat denilen
ve bir sakin duruşla ciddiye alınması gereken olayı
çoktan 'abartı' nefesleriyle
oyuncak bir balon haline getirmişlerdir zaten..
-gel seni eve bırakayım
-zahmet etme dolmuş var giderim ben
-olsun sen gel
-tamam
....... telefon çalar arayan içişleri bakanıdır.ve ardından eve bırakılacağı vaad edilen şahsa döner ve
-ya kusura bakma seni burada indirsem acil işim çıktı
-ama buradan dolmuş geçmez yukarki durağa bırak bari
-çok trafik vardır ama orada
-ya iyi tamam ineyim ben o zaman..
Şu zamanda bir sürü dostun olacak da ne olacak?
Şöyle uzaktan bir selam, nasılsın iyi misin, o kadar.
ömer hayyam.
yahu bu alim zat 1050-1121 yılları arasında yaşamış
ve
dostluğa serzenişte bulunmuş..gerek görmemiş ve şiirleri yanlızlığa dayalı
demek ki dostluk mefhumunun zamanla
bir alakası yok..
göreceli bir şey.
dost olanın dostu vardır..
ve dostlukta olmazsa olmaz gözükmeyen manevi bağlar mevcut..
dostluk edinilmiş bir yetenek olmalı
kişinin kendisiyle alakalı,
başkalarını suçlamanın anlamı ne?
“... Muhammediliğe, Provoslav (Rusya’da Hıristiyanlığın bir kolu) dininden daha fazla önem vermelerine gelince, ben bütün kalbimle buna katılıyorum. Bunu söylemek ne kadar tuhaf olsa da benim için Muhammedilik, Haça tapmaktan (Hıristiyanlıktan) mukayese edilemeyecek kadar yüksekte duruyor. Eğer hisarı, seçme hakkına sahip olsaydı, aklı başında olan her Provoslav (Hıristiyan) ve her bir insan, şüphe ve tereddüt etmeden Muhammediliği; tek Allah’ı ve onun Peygamberini kabul ederdi..'
bilen bilir
bazı yazarlar tolstoy un ahir ömründe müslüman olduğunu bile söylüyor..
bu sözlerin sahibinin
muhammediliği kabul etmemesine şaşarım..
konfiçyüsün hayata dair söylediği binlerce söz var
ama hiç birinde kadına dair birşeyler yok.
kadınlardan hiç bahsetmemiş..
ilginç geldi bana..
Nietzsche de hemen hemen kadınlardan başka bir şeyden
bahsetmemiş..
hangisi daha akıllı acaba..
başım ağrıyor. ekiplere haber verdim. gelecek ve kesecekler ağrımı. bekliyorum. geç kaldılar.ben bilirim bu ağrıları.kandırıldım yine; dediler kapat gözlerini açınca yanında biter özlenen. bir kapanış ve peşisıra açılışlar manzumesine döndü gözlerim. kapıyorum, açıyorum, yoksun. ve yine kapıyorum, açamıyorum bu sefer. öldüm mü? neden karanlık? yapıştı göz kapaklarım birbirine, belli çok özlemişler birbirlerini.ve salgılamışlar 'yaş' denen sıvılarını.bölmek istemezdim; ama benim hala başım ağırıyor. bir çalışma var beynimde, alt yapı çalışması. sevince giden damarlar yollar kapanmış. trafik altüst! çekilin yoldan! beynimin frenleri patladı! bir ağrı kesici arıyor gözlerim, gözlerim... hala açılmıyor. büyük sözü dinlemiyorlar ve ağıran bir beyine itaat etmeyiz diyorlar. halt etmişler! iyileşince ilk önce gözlerimden başlayacağım. en acı soğanları onlara koklatıp, biber gazlarını üstlerine üfleyeceğim. ben yenik bir kralım. düştüm ve yerle sevişmekteyim. hiç tecrübe etmediğim bir düşüşle düşlerimden aşağıya düşmekteyim. tutsun hayallerim ellerimden kurtarsınlar beni! benim sadık hayallerim.. bir kanatta kelleme takın ve alıp bir tamirhaneye rot balans ayarı yapın. patlayan tekerlerimi dert etmeyin! dert benim istepnemdir zaten. takar ve başsız bir bedenle dolaşırım pıtırak tarlalarında. kafasız da başarırım ben yaşamayı hatta yeni keşifler bile yaparım. bir karınca.. karıncaların depreme duyarlı olduğunu ve depremlerin şiddetini ölçmede kullanıldığını biliyormuydunuz. tam bir fiyasko! çünkü karıncalar 1 şiddetindeki depremlere bile tepki veriyorlar. fakat gözlerim benim açıl emrime tepki vermiyor.
başım ağırıyor.
ekip çağırdım. bekliyorum..
şarap
12.10.2006 - 11:51Biz sarhoş iken
henüz üzüm yaratılmamıştı..
İbn-i Fârıd
nedensiz
12.10.2006 - 11:38öylesine..
can sıkıntısından..
dizim kaşındığı için..
gururdan bir baloncuk yaptım
içine binip deneme uçuşu yapmak istedi canım..
geçiyordum uğradım..
içimden geldi..
öylesine işte
nedensiz..
özgürlük
12.10.2006 - 11:23ipini koparan mı
desem
zincirlerini koparan mı..
ikiside özgürlükle alakalı halbuki..
ama kimse ipini koparıp özgür olmayı istemez heralde
zincir daha asil geliyor insana..
var var
insan da biraz mazoşistlik var..
eşref-i mahlûkat
12.10.2006 - 11:17Eşref-i mahlukatız lakin;
neylersin
hamurumuz çamurdan..
albert einstein
12.10.2006 - 11:07Einstein’ın çok şaşırtıcı bir şey yaptığını herkes bilir;
ancak yaptığının ne olduğunu tam olarak bilen pek az kişi vardır..
diyor BERTRAND RUSSELL..
anlamak
12.10.2006 - 01:29Al pacino nun bir repliği geldi aklıma.
elini boşlukta daireler çizdirerek muhatabına yaklaştırır ve sorar
-kapiş?
a.b.d
12.10.2006 - 01:23rafet el roman ne güzel demiş
macera dolu amerika..
filmlerine
amerikalı yazarların yazdığı ktaplara
haber bültenlerine (kısmen türkiyeyede bulaşmıştır)
dünyanın çarkına soktuğu çomaklara
ve son olarak
vietnamda, ırakta ne işi olduğuna bakınca
daha da iyi anlıyor ve tanıyor insan abd yi.
macera tutkunu..amerika.
sahur
12.10.2006 - 01:15sahur: seher vakti yenilen yemek
seher: günün ağarması tan vakti
sihir: büyüleme, baştan çıkarm
aynı kökten hepsi..
'seher' ve 'sahur' 'sihir' den türemiş.
'sihir' in 'sahur'la ilişkisi direkt yok,
seher ile var.
fakat
sihir ve seher arasında çok ince bir benzerlik var.
günün ağarmasını seyredenler
ve
islam dininin 'seher vakti' hakkındaki malumatlarını azcıkta olsa bilenler
çok iyi anlar..
nedir bölümü
12.10.2006 - 00:45ne olacak bu nedirin hali...
abartmak
12.10.2006 - 00:42göz boyama san'atı..
abartılanı aynen alıp daha da bir abartanlara
diyecek bir lafım yok zaten..
onlar şu hayat denilen
ve bir sakin duruşla ciddiye alınması gereken olayı
çoktan 'abartı' nefesleriyle
oyuncak bir balon haline getirmişlerdir zaten..
bırakılma duygusu
12.10.2006 - 00:34-gel seni eve bırakayım
-zahmet etme dolmuş var giderim ben
-olsun sen gel
-tamam
....... telefon çalar arayan içişleri bakanıdır.ve ardından eve bırakılacağı vaad edilen şahsa döner ve
-ya kusura bakma seni burada indirsem acil işim çıktı
-ama buradan dolmuş geçmez yukarki durağa bırak bari
-çok trafik vardır ama orada
-ya iyi tamam ineyim ben o zaman..
pedagoji
12.10.2006 - 00:19işte ben
artık
bu ilme vakıf olmak istiyorum..
ömer hayyam
11.10.2006 - 23:57bazıları nedirde onun yöntemini uygulamaya çalışıyor
fakat
onun gibi objektif olamıyorlar.
gemileri hafif sola çekiyor... :)
tek eşlilik
11.10.2006 - 23:55Arı kovanındaki devlet..
Tek eş var
o da Kraliçe Arı..
insan
11.10.2006 - 23:53bazılarıda
'insan gülümseyebilen tek canlıdır'
diyor.
yazmak
11.10.2006 - 22:25Dünya geniş olmuş kaç yazar, ayakların dar bir yerdeyse.
safiye yağcı.
dostluk
11.10.2006 - 22:09Şu zamanda bir sürü dostun olacak da ne olacak?
Şöyle uzaktan bir selam, nasılsın iyi misin, o kadar.
ömer hayyam.
yahu bu alim zat 1050-1121 yılları arasında yaşamış
ve
dostluğa serzenişte bulunmuş..gerek görmemiş ve şiirleri yanlızlığa dayalı
demek ki dostluk mefhumunun zamanla
bir alakası yok..
göreceli bir şey.
dost olanın dostu vardır..
ve dostlukta olmazsa olmaz gözükmeyen manevi bağlar mevcut..
dostluk edinilmiş bir yetenek olmalı
kişinin kendisiyle alakalı,
başkalarını suçlamanın anlamı ne?
lev nikolaevich tolstoy
11.10.2006 - 21:53“... Muhammediliğe, Provoslav (Rusya’da Hıristiyanlığın bir kolu) dininden daha fazla önem vermelerine gelince, ben bütün kalbimle buna katılıyorum. Bunu söylemek ne kadar tuhaf olsa da benim için Muhammedilik, Haça tapmaktan (Hıristiyanlıktan) mukayese edilemeyecek kadar yüksekte duruyor. Eğer hisarı, seçme hakkına sahip olsaydı, aklı başında olan her Provoslav (Hıristiyan) ve her bir insan, şüphe ve tereddüt etmeden Muhammediliği; tek Allah’ı ve onun Peygamberini kabul ederdi..'
bilen bilir
bazı yazarlar tolstoy un ahir ömründe müslüman olduğunu bile söylüyor..
bu sözlerin sahibinin
muhammediliği kabul etmemesine şaşarım..
Konfüçyus
11.10.2006 - 21:39konfiçyüsün hayata dair söylediği binlerce söz var
ama hiç birinde kadına dair birşeyler yok.
kadınlardan hiç bahsetmemiş..
ilginç geldi bana..
Nietzsche de hemen hemen kadınlardan başka bir şeyden
bahsetmemiş..
hangisi daha akıllı acaba..
hezeyan
11.10.2006 - 21:15başım ağrıyor. ekiplere haber verdim. gelecek ve kesecekler ağrımı. bekliyorum. geç kaldılar.ben bilirim bu ağrıları.kandırıldım yine; dediler kapat gözlerini açınca yanında biter özlenen. bir kapanış ve peşisıra açılışlar manzumesine döndü gözlerim. kapıyorum, açıyorum, yoksun. ve yine kapıyorum, açamıyorum bu sefer. öldüm mü? neden karanlık? yapıştı göz kapaklarım birbirine, belli çok özlemişler birbirlerini.ve salgılamışlar 'yaş' denen sıvılarını.bölmek istemezdim; ama benim hala başım ağırıyor. bir çalışma var beynimde, alt yapı çalışması. sevince giden damarlar yollar kapanmış. trafik altüst! çekilin yoldan! beynimin frenleri patladı! bir ağrı kesici arıyor gözlerim, gözlerim... hala açılmıyor. büyük sözü dinlemiyorlar ve ağıran bir beyine itaat etmeyiz diyorlar. halt etmişler! iyileşince ilk önce gözlerimden başlayacağım. en acı soğanları onlara koklatıp, biber gazlarını üstlerine üfleyeceğim. ben yenik bir kralım. düştüm ve yerle sevişmekteyim. hiç tecrübe etmediğim bir düşüşle düşlerimden aşağıya düşmekteyim. tutsun hayallerim ellerimden kurtarsınlar beni! benim sadık hayallerim.. bir kanatta kelleme takın ve alıp bir tamirhaneye rot balans ayarı yapın. patlayan tekerlerimi dert etmeyin! dert benim istepnemdir zaten. takar ve başsız bir bedenle dolaşırım pıtırak tarlalarında. kafasız da başarırım ben yaşamayı hatta yeni keşifler bile yaparım. bir karınca.. karıncaların depreme duyarlı olduğunu ve depremlerin şiddetini ölçmede kullanıldığını biliyormuydunuz. tam bir fiyasko! çünkü karıncalar 1 şiddetindeki depremlere bile tepki veriyorlar. fakat gözlerim benim açıl emrime tepki vermiyor.
başım ağırıyor.
ekip çağırdım. bekliyorum..
fikret kızılok
11.10.2006 - 19:54zaman zaman..
ama her zaman değil
şu an, şu zaman
tam zaman zamanlık bir zaman...
-soru işaretinden sonraki boşluğu kapatıp öyle yapıştırın..
kadın
11.10.2006 - 19:29süslü..
kurabiye
11.10.2006 - 17:46ağızda eriyeni
dağılanı
makbul..
kek
11.10.2006 - 17:40argoda saf, tuzağa düşürülen
Toplam 3332 mesaj bulundu