Türkiye’den ayrılırken bir yakınına hitaben şöyle konuşuyor:
“(Parmaklarıyla hesap ederek) Ben 10 yıl sonra döneceğim (10 yıllık süre 2008’e tekabül ediyor) . Eğer ecelimizle ölmezsek yine hep bir araya geleceğiz. Çocuklara ve eşime iyi bakın. Hakkımda pek çok olumsuz şey söylenebilir, yazılabilir moralinizi bozmayın. Ben geri döneceğim.”
Rastgele bir sayfa açtım.Bir İngiliz metropolidinin asırlar evvel kitaplar hakkında yazdığı şu satırları okudum:
“İşte değneksiz,acı söz söylemeden,öfkelenmeden,hediye ve para istemeden bize bilgi veren hocalar…Onlara yaklaşırsanız,uyumadıklarını görürsünüz.Sual sorarsanız,sizden bir şey gizlemezler.Eğer bir şey bilmezseniz,sizinle alay etmezler.”
Orhan Veli’yi severim.Bana şiiri,hatta okumayı sevdiren mübarek insandır O.
Ben,O’nun eski biçimli şiirlerine bayılıyorum asıl.Hakikaten muazzam şiirler bunlar.
Mesela “Zeval” adlı şu şiirine bir bakın,ne san’atkârane bir şeydir:
Örtüldü hafızanın örtüsü
Tasalarımın bittiği yerde.
Yükseliyor şimdi perde perde
'Geri gelen saadet' türküsü
Devri tamam oldu pervanenin
Gökten bir beklediğim kalmadı.
Tükendi artık içimde tadı
Yıldızlı küreler düşünmenin.
Ne çıkar karşıma çıksa ecel
Bu boşluk ondan daha mi iyi?
Başka bir alemden beklediği
Olmayan kula zeval ne güzel!
Beklememek beter beklemeden;
Geldi yolunu gözlediğim yar.
Al bu başı sen artık ey rüzgar
Ve sus artık, sus artık ey beden!
Not:Orhan Veli,belediye çukuruna düşmüş ve o anda ölmemiştir.Sizleri temin ederim,O’nun ölümünün sebebi çukurdan çok,doktorlardır.
Evet,belediye çukuruna düşmüştür.Hastahaneye kaldırılan Orhan’a doktorlar “alkolik” teşhisi koymuş ve geri yollamışlardır.
Sabah,bir arkadaşının yanına,kahvaltıya giden Orhan Veli,aniden bayılmıştır.
Yine hastaneye kaldırılan Orhan Veli’nin,dün gece beyin kanaması geçirdiği anlaşılmıştır.
Mafya babalarının şehri neresidir bilir misiniz?
Öyle bir şehir var elbet.
Niçin olmasın? “Monte Carlo” ve “Las Vegas” kumarhaneler şehri oluyor da,”Sicilya” niçin mafya babalarının kenti olmasın? :)
Leziz ve müstesna.
Yani öyle,”hadi sarma saralım” der gibi,aşure yapılmaz. :)
Benim en çok merak ettiğim,bu aşureyi hangi mübarek insan yapmış.Yani ilk olarak.Nedense çok merak ediyorum.Nasıl da sallamış ama! İçine neler neler atmamş ki! :)
Bunca zamandır bu sitedeyim,hiç böyle bir şeye teşebbüs etmedim,etmem de!
Bence rumuz değiştirerek; kendi yazdıklarını doğrular,tasvip eder yazılar yazmak,aciz ve karaktersiz kimselerin yapacağı bir iştir.
Gerek forumda,gerekse nedirde…
Sert ve biraz argo konuştuğum söylenir,kimi zaman…
Evet,ama hiç pasiflenmedim. :)
Zira,iki günde bir pasiflenenler belli,çift rumuzlular,belli!
Rocy,ilk filminde,kız arkadaşına kur yaparken hep şöyle övünür dururdu:
“Bak,şu burnu görüyor musun? Onca müsabaka,ama hiç kırılmadı.Hep bununla övünmüşümdür.”
Hoş,Apollo daha ilk maçta Rocy’nin burnunu kırıyor ya,neyse… ;)
ABD dış işleri bakanının aracına bomba koydu,”ODTÜ çatışması” olarak bilinen hadisede bir Mehmetçik’in ölümüne direkt olarak sebebiyet verdi,bir taksiciyi kaçırdı ve elleri kolları bağlı taksiciyi küvette unuttu ve taksicinin ölümüne direkt olarak sebebiyet verdi.
Tıpkı Nâzım Hikmet gibi,o da vatan hâinliğine devam ediyor hâlâ…
Daha çok,alışverişte,pazarlıkta ve münakaşalarda kendini gösterir.
Bilimi pek fazla sevmez.Belki de yetmez.
Bu yüzdendir ki,bilim kadınlarına pek rastlanmaz.
Geçmişte de bu böyleydi ve hâlâ öyle…
İnsanları kategorize etmekten hoşlanmam ve onları genellemem.
Bireylere hitap ederim.
Hepsi değil ama,Kürtl'er ihtimalle yer yüzünde kadına değer vermeyen milletlerin,başında geliyordur.
Zaten kadına değer veren biri,aynı kadından on-onbeş çocuk yapar mı? :)
Bakın arkadaşlar,beni iyi dinleyiniz.Ben diğer yorum yapan rumuzlardan biraz farklıyım.
Farkım da şudur:Benim annem Türk,babam kürttür. Bir mucize eseri iki kardeşiz. ;) Dolayısıyla Kürtler hakkında en tarafsız yorumu ben yaparım.
Evet,ne diyorduk,Kürt’ler kadınlara hiç değer vermiyorlar.Bizzat şahit oldum,Kürtl'erin çoğunlukta olduğu bir köyde,erkekler bütün gün kahvelerde oturup lak-lak yapıyor,kadıncağızlar ise hambal gibi bütün gün çalışıyor,işleniyor.
Neyse,bu konu hakkında fazla da konuşmak istemiyorum.
Yanlış anlaşılmaktan her zaman sakınmış ve korkmuşumdur.
Saygılar.
Okumayan,araştırmayan insanlara aptal denmez,cahil ve tembel kimse denir.
Cahil ve tembel kimse,aptal kimse demek değildir.
Bir insan,okumayabilir,araştırmayabilir fakat zeki de olabilir.
Dizgin,yani kantarma...
Bir başka deyişle; atın dreksiyonu… :)
Sağa yöne doğru çekerseniz,at sağa gider.Sol yöne doğru çekerseniz,at sola gider.İki tarafı eşit kuvvette çekerseniz,at durur.
Dolu dizgin ise,son sür’at mânâsına gelir.
Erkek kuaföre gitmez,sadece saçını kestirir,hepsi o.O da zaten masraf değil,ihtiyaçtır.
Erkek,kendinde pahalı kıyafet giyme ihtiyacı da hissetmez.
Erkek,”ille de gezicem-gezicem” diye de tutturmaz.
Bir iki arkadaşı varsa eğer,bir Pazar gününü onlarla geçirir,o da yeter ona...
:)
Velhasıl; garibim,zavallılar zavallısı erkek!
Nedir senin bu kadınlardan çektiğin! ? ;))
Masraflı olan daha çok bayanlardır.
Saç yapımı,makyaj,vs…
Pahalı kıyafetler giyme isteği,yat ve kotra gezintileri… :)
Ve de,doğum günlerinde pahalı(!) hediyeler; meselâ “chanel” güneş gözlükleri… ;)
Böyle hanımlara,hangi erkek dayanır,beli bükülmeden yürümeye devam eder?
Bu dahi tartışılmaya açık bir mevzuu. ;)
Böyle bir şey yoktur.Olamaz da.Bu tip hurafelere inananlar,saf ve cahil kimselerdir.
Hâlâ,“büyü var”,”ben yapabiliyorum” diyen biri var ise,istirham ediyorum,lütfen benim üzerinde bir kez deniyiniz.
Ben bu işi zaten oldum olası tuhaf bulmuşumdur.
Laik biriyim.
Fakat baş örtüsünün bence yasak olması,saçmalık.Resmen saçmalık.
Yani düşünebiliyor musunuz?
Sırf başında örtü var diye,kızcağız okuldan içeri giremiyor.
Bere takan niye o okuldan içeri giriyor?
Yosması niye o okuldan içeri giriyor?
Alkollüsü niye o okuldan içeri giriyor?
Hırsızı,uğursuzu niye o okuldan içeri giriyor?
Deli-dülü giyinimli veyahut üstüne hiçbir şey giymeyenler(!) niye o okuldan içeri giriyor?
*Bütün bu insanlar okuldan içeri giriyor da,baş örtülüsü niye giremiyor,efendim?
Kimse duymadan ölmeliyim, Ağzımın kenarında bir parça kan bulunmalı. Beni tanımayanlar; ''Mutlak birini seviyordu''demeliler. Tanıyanlarsa ''Zavallı'' demeli ''Çok sefalet çekti''. Fakat hakiki sebep, Bunlardan hiçbirisi olmam ...
gitmeden söylenilecek son söz
01.02.2007 - 21:09Ne halin varsa gör! :)
atatürkün sözleri
01.02.2007 - 20:49“Vatan toprağı kutsaldır,kaderine terk edilemez.”
mahmut yıldırım
01.02.2007 - 20:34Türkiye’den ayrılırken bir yakınına hitaben şöyle konuşuyor:
“(Parmaklarıyla hesap ederek) Ben 10 yıl sonra döneceğim (10 yıllık süre 2008’e tekabül ediyor) . Eğer ecelimizle ölmezsek yine hep bir araya geleceğiz. Çocuklara ve eşime iyi bakın. Hakkımda pek çok olumsuz şey söylenebilir, yazılabilir moralinizi bozmayın. Ben geri döneceğim.”
george w.bush
01.02.2007 - 20:11Derin Devlet’in kuklası…İstedikleri gibi oynatıyorlar.
kitap
01.02.2007 - 20:04Rastgele bir sayfa açtım.Bir İngiliz metropolidinin asırlar evvel kitaplar hakkında yazdığı şu satırları okudum:
“İşte değneksiz,acı söz söylemeden,öfkelenmeden,hediye ve para istemeden bize bilgi veren hocalar…Onlara yaklaşırsanız,uyumadıklarını görürsünüz.Sual sorarsanız,sizden bir şey gizlemezler.Eğer bir şey bilmezseniz,sizinle alay etmezler.”
orhan veli
31.01.2007 - 22:36Orhan Veli’yi severim.Bana şiiri,hatta okumayı sevdiren mübarek insandır O.
Ben,O’nun eski biçimli şiirlerine bayılıyorum asıl.Hakikaten muazzam şiirler bunlar.
Mesela “Zeval” adlı şu şiirine bir bakın,ne san’atkârane bir şeydir:
Örtüldü hafızanın örtüsü
Tasalarımın bittiği yerde.
Yükseliyor şimdi perde perde
'Geri gelen saadet' türküsü
Devri tamam oldu pervanenin
Gökten bir beklediğim kalmadı.
Tükendi artık içimde tadı
Yıldızlı küreler düşünmenin.
Ne çıkar karşıma çıksa ecel
Bu boşluk ondan daha mi iyi?
Başka bir alemden beklediği
Olmayan kula zeval ne güzel!
Beklememek beter beklemeden;
Geldi yolunu gözlediğim yar.
Al bu başı sen artık ey rüzgar
Ve sus artık, sus artık ey beden!
Not:Orhan Veli,belediye çukuruna düşmüş ve o anda ölmemiştir.Sizleri temin ederim,O’nun ölümünün sebebi çukurdan çok,doktorlardır.
Evet,belediye çukuruna düşmüştür.Hastahaneye kaldırılan Orhan’a doktorlar “alkolik” teşhisi koymuş ve geri yollamışlardır.
Sabah,bir arkadaşının yanına,kahvaltıya giden Orhan Veli,aniden bayılmıştır.
Yine hastaneye kaldırılan Orhan Veli’nin,dün gece beyin kanaması geçirdiği anlaşılmıştır.
Fakat,doktor beyler artık çok geç kalmıştır…
mafya
31.01.2007 - 22:04Mafya babalarının şehri neresidir bilir misiniz?
Öyle bir şehir var elbet.
Niçin olmasın? “Monte Carlo” ve “Las Vegas” kumarhaneler şehri oluyor da,”Sicilya” niçin mafya babalarının kenti olmasın? :)
Kadın zekası
31.01.2007 - 21:51Bilimsel olarak erkek zakâsından daha “sönük” olduğu kanıtlanmıştır. ;)
aşure
31.01.2007 - 21:49Leziz ve müstesna.
Yani öyle,”hadi sarma saralım” der gibi,aşure yapılmaz. :)
Benim en çok merak ettiğim,bu aşureyi hangi mübarek insan yapmış.Yani ilk olarak.Nedense çok merak ediyorum.Nasıl da sallamış ama! İçine neler neler atmamş ki! :)
Nohut,kuru fasülye,kuru üzüm,nar,ceviz içi,kayısı,şeker,çam fıstığı,incir,buğday…
Neler-neler!
Unutmadan; portokal kabuğuna haksızlık etmeyelim… ;)
bira
31.01.2007 - 21:21Troy Pilsener…
Şimdiki adı:Tuborg.
Bol-bol,insana küçük tuvaletini getirtir. ;)
Nick Değiştirerek Nedir'e girmek
31.01.2007 - 20:54Bunca zamandır bu sitedeyim,hiç böyle bir şeye teşebbüs etmedim,etmem de!
Bence rumuz değiştirerek; kendi yazdıklarını doğrular,tasvip eder yazılar yazmak,aciz ve karaktersiz kimselerin yapacağı bir iştir.
Gerek forumda,gerekse nedirde…
Sert ve biraz argo konuştuğum söylenir,kimi zaman…
Evet,ama hiç pasiflenmedim. :)
Zira,iki günde bir pasiflenenler belli,çift rumuzlular,belli!
Rocy,ilk filminde,kız arkadaşına kur yaparken hep şöyle övünür dururdu:
“Bak,şu burnu görüyor musun? Onca müsabaka,ama hiç kırılmadı.Hep bununla övünmüşümdür.”
Hoş,Apollo daha ilk maçta Rocy’nin burnunu kırıyor ya,neyse… ;)
deniz gezmiş
31.01.2007 - 20:42ABD dış işleri bakanının aracına bomba koydu,”ODTÜ çatışması” olarak bilinen hadisede bir Mehmetçik’in ölümüne direkt olarak sebebiyet verdi,bir taksiciyi kaçırdı ve elleri kolları bağlı taksiciyi küvette unuttu ve taksicinin ölümüne direkt olarak sebebiyet verdi.
Tıpkı Nâzım Hikmet gibi,o da vatan hâinliğine devam ediyor hâlâ…
Kadın zekası
31.01.2007 - 20:36Daha çok,alışverişte,pazarlıkta ve münakaşalarda kendini gösterir.
Bilimi pek fazla sevmez.Belki de yetmez.
Bu yüzdendir ki,bilim kadınlarına pek rastlanmaz.
Geçmişte de bu böyleydi ve hâlâ öyle…
kürt
30.01.2007 - 22:25İnsanları kategorize etmekten hoşlanmam ve onları genellemem.
Bireylere hitap ederim.
Hepsi değil ama,Kürtl'er ihtimalle yer yüzünde kadına değer vermeyen milletlerin,başında geliyordur.
Zaten kadına değer veren biri,aynı kadından on-onbeş çocuk yapar mı? :)
Bakın arkadaşlar,beni iyi dinleyiniz.Ben diğer yorum yapan rumuzlardan biraz farklıyım.
Farkım da şudur:Benim annem Türk,babam kürttür. Bir mucize eseri iki kardeşiz. ;) Dolayısıyla Kürtler hakkında en tarafsız yorumu ben yaparım.
Evet,ne diyorduk,Kürt’ler kadınlara hiç değer vermiyorlar.Bizzat şahit oldum,Kürtl'erin çoğunlukta olduğu bir köyde,erkekler bütün gün kahvelerde oturup lak-lak yapıyor,kadıncağızlar ise hambal gibi bütün gün çalışıyor,işleniyor.
Neyse,bu konu hakkında fazla da konuşmak istemiyorum.
Yanlış anlaşılmaktan her zaman sakınmış ve korkmuşumdur.
Saygılar.
aptal insanlar
30.01.2007 - 22:11Okumayan,araştırmayan insanlara aptal denmez,cahil ve tembel kimse denir.
Cahil ve tembel kimse,aptal kimse demek değildir.
Bir insan,okumayabilir,araştırmayabilir fakat zeki de olabilir.
balık hafızası
30.01.2007 - 22:06Üç saniye...
dolu dizgin
30.01.2007 - 21:59Dizgin,yani kantarma...
Bir başka deyişle; atın dreksiyonu… :)
Sağa yöne doğru çekerseniz,at sağa gider.Sol yöne doğru çekerseniz,at sola gider.İki tarafı eşit kuvvette çekerseniz,at durur.
Dolu dizgin ise,son sür’at mânâsına gelir.
masraf
30.01.2007 - 21:46Erkeğin masrafı; kadınınkinin yanında,bir karıncanın “empire state” binasının önündeki yüksekliği kadardır. :)
Erkek kuaföre gitmez,sadece saçını kestirir,hepsi o.O da zaten masraf değil,ihtiyaçtır.
Erkek,kendinde pahalı kıyafet giyme ihtiyacı da hissetmez.
Erkek,”ille de gezicem-gezicem” diye de tutturmaz.
Bir iki arkadaşı varsa eğer,bir Pazar gününü onlarla geçirir,o da yeter ona...
:)
Velhasıl; garibim,zavallılar zavallısı erkek!
Nedir senin bu kadınlardan çektiğin! ? ;))
masraf
30.01.2007 - 21:38Masraflı olan daha çok bayanlardır.
Saç yapımı,makyaj,vs…
Pahalı kıyafetler giyme isteği,yat ve kotra gezintileri… :)
Ve de,doğum günlerinde pahalı(!) hediyeler; meselâ “chanel” güneş gözlükleri… ;)
Böyle hanımlara,hangi erkek dayanır,beli bükülmeden yürümeye devam eder?
Bu dahi tartışılmaya açık bir mevzuu. ;)
strateji
30.01.2007 - 21:28Bütün hayvanların kendilerine göre bir stratejisi vardır.
büyü
30.01.2007 - 21:26Böyle bir şey yoktur.Olamaz da.Bu tip hurafelere inananlar,saf ve cahil kimselerdir.
Hâlâ,“büyü var”,”ben yapabiliyorum” diyen biri var ise,istirham ediyorum,lütfen benim üzerinde bir kez deniyiniz.
Not:Dilediğiniz büyüyü yapabilirsiniz. :)
başörtüsü
30.01.2007 - 21:18Ben bu işi zaten oldum olası tuhaf bulmuşumdur.
Laik biriyim.
Fakat baş örtüsünün bence yasak olması,saçmalık.Resmen saçmalık.
Yani düşünebiliyor musunuz?
Sırf başında örtü var diye,kızcağız okuldan içeri giremiyor.
Bere takan niye o okuldan içeri giriyor?
Yosması niye o okuldan içeri giriyor?
Alkollüsü niye o okuldan içeri giriyor?
Hırsızı,uğursuzu niye o okuldan içeri giriyor?
Deli-dülü giyinimli veyahut üstüne hiçbir şey giymeyenler(!) niye o okuldan içeri giriyor?
*Bütün bu insanlar okuldan içeri giriyor da,baş örtülüsü niye giremiyor,efendim?
zaman
30.01.2007 - 21:12Hiç kimse tam olarak tanımını yapamaz.Yapamayacaktır.
Tecrübe ediniz.
buca
30.01.2007 - 21:01Bornova ve Sakarya’nın kavgası,buradan çok net çekiyor. ;)
Toplam 959 mesaj bulundu