Bazen yürek ağlar göz inadına
Diller susar bazen söz inadına
Bozulur düzeni nağmenin telin
Pençe mızrap tutmaz saz inadına
Nazar eyler gözler bakış nevinden
Paslı demir pencerenin örgüsü
Acı olur mahkûmların türküsü
Her birinin kendincedir öyküsü
Takvimlerden medet uman gün susar
Yarınlara sitem eden dün susar
Zaman acımasız vakit insafsız
Takvim yaprak döker yıllara inat
Umurlarda olmaz tüm mesafeler
Dökülen dillere yollara inat
Adı gurbet imiş ayrı kalmanın
Masallaşan öykü kahramanı ben
Mişli zamanların hayal dünyası
Dünyaya sığmayan arzu ve heves
Hiçlik vadisinin kadim hülyası
Anahtarı yitik paslı kilitler
Yanmak var Mecnun'un çöl emeğinde
Kendimi narına atmak isterim
Hayrına teberru hâl peteğinde
Var ise balından tatmak isterim
Muhabbetin sızmış ise etrafa
Hazan mevsimi denmiş hüzünlerin adına
Peşi sıra yağan kar, soldurmuş sarısını
Gelse de yeni bahar, kışların inadına
Ne çare ki tüketir, ömrünün yarısını
Eksiltirken günleri takvimden düşen yaprak
Gözlerimden damla damla dökülen
Gözyaşımla sırılsıklam ıslandım
Gönül duvarına astım resmini
Her bakışta seyrettikçe yıprandım
Dillerde saklanmış hasret narası
Manadan nasipsiz lafügüzafın
Tartısı gönülde ederi kadar
Varlığın bilinmez kadri kıymeti
Yokluğun bedeli gideri kadar
Kırık dökük sözün olmaz meramı
Senin için yazdım şiirlerimi
Kimi beste oldu kimisi destan
Farkında değilsin o malum bence
Neylersin ki bazen görmüyor insan
Mısra mısra işlemiştim sevdamı
Mecnunlar tanıdım Leyla delisi
Abdallar bilirim Hakk'ın velisi
Her biri fedakâr gönül elçisi
O malûm ahvalden eser kalmadı
Gözyaşım gizlidir malûm hasrette




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!