Umutsuz yarınlardan firari
Masum duygularda mülteci
Unutup hayatın kırıklarını
Yaşamak vardı ele gözlerinde
Yalansız aşk dilinde o hecede
Doyamadan güzelliğine
Muhabbetine kanamadan
Bir gün öleceğim ansızın zeytin gözlerinde
Akacak kanım zeytin gözlerine ılık ılık
Kirpiklerin saracak gövdemi kefen yerine
Hüzünle ışıldayan bakışlarına karışacağım.
Gel içime ey hayat pınarı
Sonsuzluk gibi çağlayıver kurak ruhumda
Hayalden öte bir yerlere sür aklımı
Canda filiz ol, damarıma taze kan
Gel içime ey hayat pınarı
Ayrılık tellalı eylül rüzgârı
Hicranlardan hicran ela gözlerin
Kara saplı hançer mavzer kurşunu
Hainlikten hain âlâ gözlerin
Kendini kaybetmiş sefiller gibi
toydu yüreği aşka kınalıydı
hasrete sürgün şiirler yazardı
sevme böyle yazık olacak derdim
bir garip boynunu büker susardı
mavi gülü vardı aşk denizinde
Sol göğsümde
Bir kapısı açık gün ağarmış.
Dalgınlığım bundan olsa gerek,
Cebim de delik
Bir sevdayı hüznün ellerinde taşımak
Ah! Ne de ağırmış,
Gönlümün baharına hazan vurdu sesinden
Kar çiçekleri düştü sılanın heybesinden
Üşüdü dört bir köşem buz bağladı yönlerim
Her adım eşiğinde küllendi söndü ferim
Yağmurlar kıyısından geçtim tende har çığlık
Bu ne dinmez fırtınaymış can bu nasıl ayrılık
Selamı sabahı yok nazlı yârimin
Nice gün gece olur sormaz halimi
Sevda ince sızıdır derdi kalbimin
Akar su gibi zaman oyar içimi
Dur durak bilmez hoyrat bir yolcu gibi
Dağıldı gönlümün bahar havası
Yaktım gemileri doldu miadın
Her gün sızlasa da sevda yarası
İstemem gelmeni sen dünde kaldın
Yel değmeden düşen yaprak misali
Seni düşündüğümde
Parmak uçlarım tutuşur
Derinden bir sızı böler içimi ikiye
Yalnızlığın acıtan kudreti düşer aklıma
Silinir dünya gözümde
Benim dediklerim uçup gidercesine elimden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!