Günahkâr bir şiir gibi sözlerin
İçimi ateşe tutuyor her dem
Ezeli düşmanmış gibi gözlerin
Canımı toprağa katıyor her dem
Tükendim elinde göz göre göre
kaç gecemi harcadım kahpuslarda
kaç senemi tükettim mahpuslarda
kaç sevdayı öksüz koydum baharda
ben hiç büyüyemedim ki gül goncam
boyun eğdim kaderin oyununa
gün çekilir kızıl bulutlarla akşam döner
nasıl olur anlamam önce yalnızlık gelir
dumanlı başı gelir sonralar ellerinden
kanatlanır bir şarkı hüzünlü gece gelir
işte o vakitler bir gize kavuşur zaman
boş bir itiraf değil
kalbimin son çağrısı
seviyorum delice
ah başımın belası
ısısz geceler boyu
zaman gül yangını bir güz vurgunu
kapama penceni kan çiçeğim
üşüyorum kalbim sevda yorgunu
kapama pencereni kan çiçeğim
ömrün yokuşlarından koştum sana
Daha çıkamam artık yollarına ansızın
Sokulup nefesine öpemem baharları
Hasreti soluyorum göğsümde bıçak sızın
Kader denen cellâda kim boyun eğmemiş ki
Bir çift söz söylemeden hissettirmeden bir giz
gölgen koca bir dev şimdi
ölüme koşan tay gibi
dokunur kızıl güneşe
hiç sönmeyecek ay gibi
gözlerin isyanım şimdi
bahardan sonbahara koşan atlılar bilir
hüznün de bir sevinci vardır; durgun kanayan
yapraklar kuytusunda sıcak bir kuş ölüsü
sararan rüzgarların çığlığını çoğaltan
iki kalbi aynı an geçen ayrılık kadar
Sabahın körüydü
Önce bir bulut indi denize
Dalgalar uykudaydı
Bulut birkaç damla gözyaşı verdi denize
Kimseler yoktu
Balıkçılar da uykudaydı
mavi gözlerinin içine kattı
üç s kuralının üçüne kattı
düşlere sürdüğü göçüne kattı
sevdiği adamdım ben üzdüm onu
kendim hazırladım bu acı sonu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!