Gittin, anılara koştum ardından
Ayrılığa sürüldü canım, gülüm
Unutmadım geçemedim adından
Seni söyler söyler yaşarım gülüm
Yorgun yüreğimde aşkın ağrısı
güvercin kanadından bir yaşam örmeliyiz
tüm siyahlar içinden beyazlar dermeliyiz
gam mı maziden dikilen heykel önümüze
gönül dağından gül bezeli ok germeliyiz
Ey hüzünlü akşam
Ey gözlerimi sızlatan gam
Ey hasret içinde çırpınan sevda
Ey intizarım onmaz yaram…
Ses verin bana karanlık çökmeden
Güneşin ellerinde gördüm geceyi
Saatlerden gecen martılar vardı limanda
Mavi kadar yalnızlığımla konuşuyordum
Sen gidiyordun.
Sayabildiğim inciler gözlerimdeydi artık
a.
avuçlarım(da) uyanan iklim
gül kurusu ezgiler tanır(ım)
sicim sicim
kafesime yağan gökyüzü sancısında
güneş ipe sapa gelmez
bir dem doğar bir dem batar
bilirim diyen de bilmez
yar içimde taze mezar
o mezar ki taşında ben
göğün kanatını sererim yere
kuşlarla girerim hür bahçelere
dolmadan hasretin verdiği süre
yeter ki içten ta içten bir gel de
çığlar düşürürüm şüphe dağına
Yalnızlığı büyüten gecedir
İçine sığınma boşuna ben bilirim
Kaçak yağmurlar, yıldız kayması, yerli yersiz boşluklar
En olmadık yerinde gelir.
Ismarlanmış bir hayat yaşıyorsan üstelik
Korkuların umutlarına zorbaysa
Seni sevmekle başladı her şey
Gazete okurken dalıp dalıp gitmeler
Otobüs duraklarında otobüse en son binmeler
Eve yorgun dönüşler
Bir bisküvi paketiyle günü geçirmeler
Durup dururken geceleri ansızın uyanmalar
El yârinin koynunda ömrü sefada
Gül derer gülşen eyler bilmez hazanı
Sevilmek ümidiyle çıktığım yolda
Ne zaman vuslat umsam buldum hicranı.
Yar dediğim yar demez bana tek bir gün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!