Şansımı zorlayıp güvensem zar’a
Beş yüzü şeş olsa yek gelir bana
Mutluluk adına at yazı tura
Erinip üşenmez dik gelir bana
Fırlatın havaya bir iri taşı
Bir var oluş mücadelesi içinde yok olan ömürler toplamıdır kentli hayatlar.
Ütülü giyinmek için miydi, yarım uykular?
Yer sofrasında gözün kalarak ölmek miydi masa başı tıkınmaların akibeti?
Dalından erik yiyebilmek, hangi rengiydi, bilir misin hayatın?
Evlek başında terlerken umudun şahikalarında düşlere doymak, nasıl bir uçarılıktır, yaşadın mı hiç?
Islanmadığın onca yağmurla şehrin logarlarına doldurduğun yaşanmamışlıkların hesabını hangi şiirden soracak, kaç dizelik umutla dağıtacaksın şimdi efkarını?
El ele güneşin battığı yerde
Yarenlik edelim düşüme gir de
Sen alev ol ben kül olayım
Hasrete alışmak, varsa kaderde
Sevda odur ki sığmaz izana
Nokta neyse o kadarım
Kimse bilmez ederimi
İşim gücüm gül budarım
Güller alır kederimi
Usül benim yordam benim
bir yosmanın gözü gibi
pörsümüş afişlerde
çürüyor adın
şimdi ansam seni
Pera’da plaklar susar
İstanbul nerede ahşapsa
ben seni orada sevdim
Pera’da sevdim mesela
Denizde sevdim, karada sevdim
Acıda sevdim, yarada sevdim
Ben seni ayasofya açıldığı sırada sevdim
ben seni severken kuşlar secdesini,
yağmurlar kıyamını,
güneş kıblesini bozuyor.
Baharın ortasında soyunuyor takvimler yaprağını
Burada yıldızlar yerinde sayar
Dilekler dökülür elime benim
Ne hatır bilir vefasız o yar
Ne uğrar aylardır ilime benim
Bengisu tadında dualarım var
beni anladığında
kuşlar çoktan göçmüş olacak
içinde, terk edilmiş yuva yalnızlığı,
cemreler arayacaksın
döngüsüz mevsimler içre
Gözlerinin baharında
kaç gül açar kışım benim
üç beş nisan görür daha
mevsim içre yaşım benim
menzilime gelsen eğer




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!