Her gidiş bir şehir çalar içimden
Aykırı ezgilerde hem güler hem inlerim
Yine aynıyım ben, yine tepemde cinlerim
Bu ışık niye yanar, ya nedir bu hal?
Aşk
Toprağı altın eder, simyacıdır o
Gönlün göksel düşü, miracıdır o
Dâr-ı dünya bilmesin, varsın kadrini
Adını gönlüme dedim yaz hele
Bu işin âhiri yaş dedi gitti
Baktı ki yaprağım durmuş gazele
Duramam, mevsimin kış dedi gitti
Dedim ben ozanım, telim aşkadır
Neş'et-i aşk ile yakıp tertemiz
Yâr kokan çileye, melâle eyvallah
Neylersin Aslı'ya dönmüş kıblemiz
Mağribe, maşrığa, şimâle eyvallah
Âvâzım mihnetten, ulaşır ay'a
iklimi değişir seven adamın
bir cemrelik demdir yüreğinde yaz
vurulsa fermana mührü idamın
yelkeni yel tutup o açılamaz
......
Ne evladı ıyal kalır gözünde ne yurt ne ocak
Yoksa bir mavi hayal, şu dünyada tutunacak
....
Güneş rengi güncelere
Güya aşkı yazacaktık
Yarattığın küçük dağlar
Sorsan bilir, ölür sağlar
Künfe yekün demiş Allah
İnanmıyor aklı sığlar
...
Takvimlerde şirazesiz umuda uzak
ne yuvam ne yurdum ne evim barkım var
ne gökte bir kuşum ne kuştan farkım var
yollara râm olup giderdim ben ammâ
unutmak bilmiyor, gönülden korkum var
...
İpini keser izlersin ya uçurtmayı
bir bulut yutarken alnacında ay'ı
fena bahçelerinde domurur yokluk
gölgene akarsın o dem sen oluk oluk
...
Hu dedikçe aşk dolusu
geçmiş zaman ıssızlığı dudaklarımda
suskunluğa teşneyim, yağmur öncesi
konuşsam tutuşur yüklü bulutlar
sükutu öğrenmek, kurşun güncesi
...
Yillardır maviye hasret doluyum




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!