Şu gam dolu, üryan yürek
Kûy-ı yâre taşır beni
Er olana sevda gerek
Özge yolda şaşır beni
Gönül verdin kılma çorak
Damlar topraksız, meydan çayırsız
Uygarlık taştan betona döndü
Adam hovarda avrat hayırsız
Etekler kısaldı dona döndü
Tukaka oldu âdeti töresi
Gam, keder, hüzün derken
Kuşa döndü mevsimler
Yolun düzü güzün derken
Boşa döndü mevsimler
Ekin ekip yıl bekle
Şehrin üstüydü tam, karın altı
Mola dedim serazat, Araf'ta
Beden ellisinde, akıl on altı
İkilemler çiftleşir yan tarafta
Adam gibi bir adam vardı evel
Bu yalnız adama yedi düvel
Kanlı gagasıyla kuzgunlar gibi
Ahlaksızca çöktü, onca Makyavel
Leşçiler toplandı haber yollandı
Bir masal kur silbaştan
Uz gitsin gerisi
Tekerle gök düşleri
Küsmeden perisi
Saçlarını benim için çöz bugün
Bir ay vakti gel erincime gizlen
Aşinayız hem elest bezminden
Son bahçe gönlüm, Babil'de gördüğün
Kaypak ozanların kaypak teline
Bezirgan olup da çıksan pazara
Pul etmez a'malin elinde kalır
Allayıp pullayıp sürsen huzura
Yüz bulmaz cemalin elinde kalır
Hak için ön safta gazâ bilmezsen
aha ben de geldim
bir taze şafağa, bir yeni güne
sonsuz menziller içre,
adressiz bir kurşun önüne
aha ben de geldim
Acılar donar bir selamın sıcaklığında
acılar kaynar fokur fokur,
bir bakışın soğukluğunda
Umutlar uyutmaz bazı geceler
umutsuzluk...hakeza
kabuslar patlar en içli durağında hüzzamın




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!