Ey geceden yüzüme
Esrik anlamlar sakin düşler
Kalp kırıklıkları düşüren
Adınla başlıyorum
Sinek kanadından yollar üstünden
Gelincikler ve ekin yeşilleri arasından
Rüzgarın yüzüme sunduğu hazla ve hızla
Kuyudan çıkıp Mısır'a varırcasına
Vardım
Öleyim bu hüzünden
Güz zamanı az ses
Gezip dünyayı
Konup eve
Öleyim bu hüzünden
Kuşların gecelere sığmadığı
Yalnızlığın Allah'a
Korkunun çocuk kalplere
Ait olduğu büyücek kentlerden
Sıcak değilse de sarı
Önümde uzanan karanlık göğe
Hızla ve iştahla koşup
Yağmura direnip ışığı yok sayıp geldim
Adımın adınla verildiği bu şehre
Ve yine
Ne denir ki bir elmanın dişlenmiş olmasına
Zaman kuvvesi kaim mekanda aşktan iz yok
Ne denir bir balığın yüzgeçsiz kalmasına
Deniz sudan başka şey aşikardan bir iz yok
Baktığımda gördüğüm bir kuru kalabalık
Senin sihrindir sevgilim
Boynumu
Ilık bir yumuşaklıkla koruyan
Gövdemi hedef kılan
Varlığın oklarına
Kurdun gözündeki ateşi
Kartalın göğsündeki bulut yarasını
Aşkın taşlara yazılışını
Duvarlar içinde durmayı
Gecenin konuklarıyla sabahlamayı
Trenlere taş atmayı
Kalbimde senin aşkın
Gökte ayın on beşi
İy'ki doğdun Efendim
Ruhum ruhunun eşi
Sen ki göğün ay'ısın
Efendim bendenizim
Geldim ben kapınıza
Efendim ben denizim
Suyun içinde dalga
Efendim gönlüm kırık




-
Bahattin Öztop
-
Sinan Çöllü
Tüm YorumlarŞükrü Özmen şiirinin çıktığı yolda nerelere uğrayabileceğinin güzel bir örneği.
Şiiri sadece yazıp kenara çekilmiyor, onu dünyasının merkezine oturttuğunu da ilan ediyor aynı zamanda;
'evet biz bazen şiirler yazar bazen ağlarız
ki bizi insan tutan
bizi bizde
bizi aşkta ...
ALLAHINA gurban ağzına sağlık bu ne bir düşünce fırtınası. Ağzından bal akıyor. Mest ettin beni...
Başarılarının devamı dileğiyle...