Bu sessizlik iyi böyle hoşlanıyorum
Girdapsız bir şehir var sanıyorum
Üç ölüm geçti başımdan yalvarıyorum
Serinliğin sunağında kıy bana
Aklımın hizasında durmayan kelam
Uçtu lezzet
Bitti evham
Heyecan firar
Bilmenin lanetiyle
İçimiz kapkaradır
Ormanın her dalında
Ötüşen her kuş için
Yazgı diye demlenen
Bir örtüyü analım
Hani ki fecre perde
Körüklenmiş her kalayı
Her bir bakır tasa sırlayan simya adına
Adına..adımla.. adım adım yaklaşıyorum
İçinden gövdesiz suçlar damıtılan o resmi
Adının duvarına asıyorum Waldo..
Sırrını söyle bana
Asırlık derdinden söz et
Mavilik neden sana bu kadar yakışır
Neden uzaklaşır gölgeler teninden
Su yandığında
Kül dağıldığında
İçimin ormanlarında kuşlar
Uçumsuz göksüz kanatsız kaldığında
Zaman içe büzülüp
1..
Gecenin muhakkak bir sihri var
Bu ve buna benzer binlerce gecenin
Sözü ısıran bir dev bitkiye döner zaman Gece saatlerinde
İmkanı mümkün kılan imkansızın arzusu
Bir yanı bahar bahçe diğer yanı tuzlu su
Hafi zikirde ağaç cehrile meler kuzu
Görün bize ey ışık ve ey ölüm korkusu
Serden geç sırdan geçme kalma kabukta aman
Bir nefes saldın içime
Bir şiir miktarı
Geldin mutladın umutladın
Gittin
Allah'ım sana malum
45 yaşımdayım
Çok şey oldu ben yaşarken
Sen yarattın Sana malum
Bir geceden ibaret say ömrümü
Bir de yeşilden




-
Bahattin Öztop
-
Sinan Çöllü
Tüm YorumlarŞükrü Özmen şiirinin çıktığı yolda nerelere uğrayabileceğinin güzel bir örneği.
Şiiri sadece yazıp kenara çekilmiyor, onu dünyasının merkezine oturttuğunu da ilan ediyor aynı zamanda;
'evet biz bazen şiirler yazar bazen ağlarız
ki bizi insan tutan
bizi bizde
bizi aşkta ...
ALLAHINA gurban ağzına sağlık bu ne bir düşünce fırtınası. Ağzından bal akıyor. Mest ettin beni...
Başarılarının devamı dileğiyle...