Bir gece çöktü ki gönlümde dağlar,
Yıldızlar sus pus, rüzgâr da ağlar.
Senden kalan bir çift söz, bir bakış,
İçimde hâlâ yanar, hâlâ yakar.
Gelmedi sesin, yollarda sessiz,
Ak kız, saçlarında ilkbahar serin,
Gülüşünle başlar yeryüzü yeniden.
Sen geçince yollar susar, dinlenir,
Bir şiir olur her adımın benden.
Tenin ay ışığı, sözlerin meltem,
Ölçü verir hayat akıl gibi delilikte durmadan ölçü ister
Aklını yitirmemiş delilik her zaman ilham verir
Deliliği yitirmiş akıl heyecanı olmayan hayata benzer
Atomu parçalayan biri ne kadar akıllı olabilir sizce
Ve ya deliliği ne ölçüde kötü zararlı olabilir ki
Dünün delileri bugünün dahileri değil mi
Gün doğmadan kalkar, yola düşer sessizce,
Ay daha gökteyken başlar hayatın ta kendisine.
Elinde nasır, sırtında yük, gözünde umutla parlayan sabır,
İşte o: Emekçidir adı, yeryüzünün en büyük kahramanı, sarsılmaz bir tabir.
Demiri döver bir ustalıkla,
Bir harf gibi düşer gece alnıma,
Kader mi, dua mı, kim bilebilir?
Bir çizgi var sanki sonsuzlukta,
Yürek yürür ama yol nereye gider?
Doğarken yazılmış, derler eskiler,
Alışır mı insan virane iken
Yalnızlık şarkısı susmaz iken
Hani kırgın dargın büyür iken
Alışır mı insan yaşamaya
Yaşamak denir se buna tabi
Aynalar suçlu konumunda
Hayat nedir bilmeyen ölümle yıpranan
Zerre mutluluk kırıntısı kalmışsa kuytu köşede
O mutluluğu okur mu allah diye insan
Şayet allah kimi zaman
Susayanın bulduğu su
Kara geceyle başlar yolculuk,
Nigredo’nun göğsünde erir beden.
Çürüyen benlik, sessizce soluk,
Küllerle konuşur saf olan zeden.
Calcination: Yanar eski suret,
An gelir, susar kelimeler,
Bir bakış yeter anlatmaya.
Kalbinde saklı bir ezgi gibi
Çalar hayat, usulca, yara yara.
An gelir, düşer aklına eski bir gün,
Bir rüzgâr eser içimde usulca,
Tozlu bir defter açılır ansızın.
Sayfalarında eski bir gül kurumuş,
Kokusu bile kalmış yarım yarım.
Bir pencere kenarında kalmış sesler,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!