Ah karıncalar
Güzel karıncalar
Hiç yoktunuz;
Bu evin yolunu nereden buldunuz?
Birdiniz onlarca oldunuz.
Bir insanı kırmanın ne demek olduğunu anlamak istiyorsanız
Yırtılıp, yapıştırılmış fotoğraflara bakın!
Eskisi gibi olabilmiş mi?
Parçaladığınızı, kırdığınızı
Biraraya getirseniz de
İlla
Ben
Sizden önce kazdım mezarımı
Kendi ellerimle attım toprağımı
Oturup başıma bir de ağladım.
Sizinki işin provası.
Bir arı ölmüştü evimde
Onu
Sevdiği yere, sevdiğim yere
Çiçeklere götürdüm.
Soğuktu
Ölen her şey soğuyor işte.
Bi' sokaktan geçiyordum
Binalara baktım
Nasıl ev bunlar dedim
Balkonlarında bir tane çiçek yok
Kapılarında bir tane kedi
Soğuk soğuk bakıyor bir de insanlar
Kalbimi söküp aldığım yer küle dönsün
Güllerime iyi bakarım ben...
Ne güzel deliriyorum
Aynadaki yüz ışıl ışıl yanıyor
Pencereyi açtım
Rüzgar küllerini alıp götürsün...
Ey benim
Kırları toplayıp gelenim ruhuma
Kuşların
Pınarların
Dağların türküsünü dinliyorum kokunda.
Ne vakit yağmur yağsa
Ev tıka basa yokluğun dolu
Aklım almıyor
Gözlerimden taşıyorum
Sofrada tabağın yok
Tepside bardağın
Bu dağ!
Bu taştan ağaçlar içinde işim neydi benim.
Aklımdan geçmezdi,
Ben bildiğimin bana dikenliği reva göreceği.
Her uyandığımda içim,
Günboyu ellerim kanıyor.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!