Bütün özlemlerimi bir araya getirsem
Senin bir kirpiğin etmez.
Öyle özledim...
Özlüyorum
Bir pazar kahvaltısında bulamamak gibi.
Unutup
Sayını bardağa eklemek gibi.
Ekmek gibi...
Kalbimin kulağını çekiyor bahar.
Eylüle gitmişim
Yapraklar dolusu hüzün içmişim
Zamana sorup
Bir beni, bir onu bulup
Hayatta duramayacak halde gelmişim
Anladım, ben bir çocukluk ettim
Ölçüp biçmeden hareket ettim
Aşk, ölçüp biçilirmiş bilmedim
Az ve kısa ağladım bu defa
İçime, soluk soluğa koştum
Hayat renkli bir merdivendir
Düşler içinde düşe kalka çıktığımız.
Her insanı bir kıvılcım takip eder.
Garip bir telaş tutuyor ellerimden.
Ben yine de oturup kalsam;
Soluksuz dinlensem ağaç gölgesinde.
İstanbul'a yağmur yağıyor
Toprak ve yağmur kokusu
Resmin olup ciğerlerime işliyor
Adın dilime birikiyor.
Kollarımı üst üste bırakmışım
Gözlerimi kapattım
Ve ben umutsuzluğundan
Bir kez daha öldüm akşam üstüne.
Siyah bir kefene sarılıyorum
Uykusuzluğa defnedileceğim yine.
Sen uyuyorsun ya derin uykularda
Ben senin yüzünde kanat çırpardım
Gök yüzünde ölü bir kuş bıraktın
Senli umutlara yuva kurardım
Heveslerimde nefessiz bıraktın.
Vefat etmiş dediler.
O günden sonra
Ben bir daha yaşamadım...
Şimdi o annenin yürek saati de sonsuz acıyı geçiyor...
İnsan insana mezar ettikten sonra yaşamı
Enkaza dönsün artık bu dünya.
Ve cehennem görevine başlasın bir an önce;
Çünkü bu dünyada gerçekten adalet yok...
Çocuklarına sahip çıkamayan adalet adalet değildir...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!